Translation of "Oyuncu" in Italian

0.010 sec.

Examples of using "Oyuncu" in a sentence and their italian translations:

Oyuncu rolüne çalışıyor.

L'attrice sta studiando il suo ruolo.

Tom bir oyuncu.

Tom è un giocatore.

- En sevdiğin oyuncu kimdir?
- En sevdiğin oyuncu kim?

- Chi è il tuo giocatore preferito?
- Chi è il suo giocatore preferito?
- Chi è il vostro giocatore preferito?

Oyuncu zafere katkıda bulundu.

- Il giocatore ha contribuito alla vittoria.
- Il giocatore contribuì alla vittoria.

Oyuncu fanatikleri tarafından alkışlandı.

Il giocatore è stato acclamato dai fan.

Benim karım bir oyuncu.

Mia moglie è un'attrice.

Tom iyi bir oyuncu.

Tom è un bravo attore.

Dokuz oyuncu bir ekip oluşturuyor.

Nove giocatori formano una squadra.

Tom takımdaki en iyi oyuncu.

- Tom è il giocatore migliore della squadra.
- Tom è il migliore giocatore della squadra.

Mary toy bir genç oyuncu.

Mary è una giovane attrice ingenua.

Futbol takımında kaç oyuncu vardır?

Quanti giocatori ci sono in una squadra di calcio?

Tom kesinlikle iyi bir oyuncu.

- Tom è certamente un bravo giocatore.
- Tom è sicuramente un bravo giocatore.

Mary iyi bir kadın oyuncu.

Mary è una brava attrice.

Tom çok iyi bir oyuncu.

Tom è un giocatore molto bravo.

Gerçeği söylemek gerekirse, o oyuncu evli.

A dire il vero, quell'attore è sposato.

Bir oyuncu oyunun tam ortasında bayıldı.

Un'attrice è svenuta nel bel mezzo della rappresentazione.

John bir diğer büyük oyuncu idi.

John era un altro grande giocatore.

Sanırım Tom çok iyi bir oyuncu.

Penso che Tom sia un ottimo giocatore.

O her zaman popüler bir oyuncu olmuştur.

È sempre stata un'attrice popolare.

Oyuncu olmasının yanında o ünlü bir ressamdı.

Oltre ad essere un'attrice, era una famosa pittrice.

Filmdeki Hintli kız profesyonel bir oyuncu değil.

La ragazza indiana nel film non è un'attrice professionista.

Tom çok iyi bir topa vuran oyuncu.

Tom è un battitore molto bravo.

İnsanlar onun gençken bir oyuncu olduğunu söylüyorlar.

La gente dice che lei da giovane era un'attrice.

Herkes onun büyük bir oyuncu olduğunu düşünmüyordu.

Non tutti pensavano che fosse una grande attrice.

Bazen, oyuncu bir ruh hâlindeyken kamerayı çok bırakamıyordum.

A volte, se era di buonumore, non potevo lasciarla troppo a lungo.

Tom takımın şimdiye kadar sahip olduğu en iyi oyuncu.

Tom è il miglior giocatore che la squadra abbia mai avuto.

- Bir bayan oyuncu gibi görünüyorsun.
- Bir bayan oyuncuya benziyorsun.

Sembri un'attrice.

Sohbetle ve Cohh ile cidden bir çoklu oyuncu deneyimi edindik.

e abbiamo interagito con la chat e Cohh.

- Aktris gerçekte olduğundan daha genç görünüyor.
- Kadın oyuncu, olduğundan daha genç gözüküyor.

L'attrice sembra più giovane di quanto non sia in realtà.

- En sevdiğin aktör ve aktris kim?
- En beğendiğin erkek ve kadın oyuncu kim?

- Chi è il tuo attore o attrice preferito?
- Chi è il suo attore o attrice preferito?
- Chi è il vostro attore o attrice preferito?