Translation of "Güçlükle" in Italian

0.004 sec.

Examples of using "Güçlükle" in a sentence and their italian translations:

Güçlükle yürüyebiliyorum.

- Riesco a malapena a camminare.
- Io riesco a malapena a camminare.

Güçlükle görebiliyorum.

Faccio fatica a vedere.

Siz güçlükle duyabiliyorum.

- Riesco a sentirti a malapena.
- Riesco a sentirvi a malapena.
- Riesco a sentirla a malapena.

Onlar güçlükle görebiliyordu.

- Riuscivano a malapena a vedere.
- Potevano a malapena vedere.

O güçlükle okuyabiliyor.

Lui sa appena leggere.

Birçok güçlükle karşılaşıyor.

- Lui sta affrontando molte difficoltà.
- Sta affrontando molte difficoltà.

Seni güçlükle duyabiliyorum.

- Riesco a malapena a sentirti.
- Riesco a malapena a sentirvi.
- Riesco a malapena a sentirla.
- Ti riesco a malapena a sentire.
- Vi riesco a malapena a sentire.
- La riesco a malapena a sentire.

Güçlükle nefes alabiliyorum.

- Riesco a malapena a respirare.
- Io riesco a malapena a respirare.

Ödevimi güçlükle bitirdim.

Ho finito i miei compiti com difficoltà.

Tom'u güçlükle tanıyorum.

- Lo conosco a malapena Tom.
- Io lo conosco a malapena Tom.

Tom güçlükle yüzebilir.

Tom riesce a malapena a nuotare.

Tom güçlükle yürüyebiliyordu.

Tom riusciva a malapena a camminare.

Onun davranışına güçlükle katlanıyorum.

Sopporto a malapena il suo comportamento.

Tom gülümsemesini güçlükle gizleyebildi.

Tom riusciva a malapena a nascondere il suo sorriso.

Onun söylediklerini güçlükle anlayabiliyorum.

Riesco a capire a malapena quello che dice.

Tom güçlükle uyanık kalabildi.

- Tom è a malapena in grado di stare sveglio.
- Tom è a malapena in grado di restare sveglio.
- Tom è a malapena in grado di rimanere sveglio.

Tom güçlükle sınavı geçti.

- Tom ha passato a malapena l'esame.
- Tom passò a malapena l'esame.

Yaşlı kadın merdivenlere güçlükle tırmandı.

La vecchia signora salì le scale con difficoltà.

Yaşlı kadın merdivenleri güçlükle tırmandı.

La vecchia saliva le scale con difficoltà.

Tom gözlükleri olmadan güçlükle görebilir.

Tom riesce a malapena a vedere senza gli occhiali.

- Neredeyse onu duyamıyordum.
- Onu güçlükle duyabiliyordum.

Riuscivo a sentirlo a malapena.

Bazı yıldızlar çıplak gözle güçlükle görülebilmektedir.

Certe stelle sono difficilmente osservabili a occhio nudo.

- Güçlükle yürüyebiliyorum.
- Hemen hemen hiç yürüyemiyorum.

- Riesco a malapena a camminare.
- Io riesco a malapena a camminare.

- Seni güçlükle çıkartabildim.
- Seni zar zor tanıdım.

Ti conoscevo appena.

Tom gerçekten kötü. Onun nabzını güçlükle hissedebiliyorum.

Tom è messo davvero male. Riesco a sentire a malapena il suo battito.

- Ben güçlükle onları hatırlıyorum.
- Neredeyse onları hatırlamıyorum.

- Mi ricordo a malapena di loro.
- Io mi ricordo a malapena di loro.

- Onları güçlükle tanıdım.
- Onları zar zor tanıdım.

- Li ho riconosciuti a malapena.
- Le ho riconosciute a malapena.

- Ben zar zor sınavı geçtim.
- Ben sınavı güçlükle geçtim.

- Ho passato a malapena l'esame.
- Io ho passato a malapena l'esame.
- Passai a malapena l'esame.
- Io passai a malapena l'esame.