Translation of "Bakımından" in Italian

0.006 sec.

Examples of using "Bakımından" in a sentence and their italian translations:

ABD petrol bakımından zengindir.

Gli USA sono ricchi di petrolio.

Bu toprak humus bakımından zengindir.

Quel terreno è ricco di humus.

Çin doğal kaynaklar bakımından zengindir.

La Cina è ricca di risorse naturali.

Avustralya doğal kaynaklar bakımından zengindir.

L'Australia è ricca di risorse naturali.

Sudi Arabistan petrol bakımından çok zengindir.

L'Arabia Saudita è molto ricca di petrolio.

Yepyeni ve teknoloji bakımından yenilenmiş yeşil binalar;

edifici ecologici, sia nuovi che modificati;

Ve belki de ilişkimiz bakımından en önemlisi

E, forse l'aspetto più importante per la nostra amicizia,

Hiçbir iki sözcük anlam bakımından aynı değildir.

Non esistono due parole identiche nel significato.

Bu cümle dil bilgisi bakımından doğru görünüyor.

Questa frase sembra essere grammaticalmente corretta.

- Japonya doğal kaynakları bakımından zengin değildir.
- Japonya doğal kaynaklarca zengin değildir.

Il Giappone non è ricco di risorse naturali.

O her şeye pratikliği bakımından bakma eğilimindedir ve ne pinti ne de savurgandır.

- È incline a guardare tutto dal punto di vista della sua praticità e non è né avaro né stravagante.
- Lui è incline a guardare tutto dal punto di vista della sua praticità e non è né avaro né stravagante.

Dil bilgisi bakımından bu cümlede bir hata olmamasına rağmen, birinin onu gerçekten kullanacağından şüpheliyim.

Nonostante in questa frase non ci siano errori di grammatica, dubito che qualcuno la utilizzerebbe realmente.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.

Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve kardeşlik ruhu içinde birbirlerine karşı hareket etmelidirler.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.

Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.