Translation of "çıkıyor" in Hungarian

0.010 sec.

Examples of using "çıkıyor" in a sentence and their hungarian translations:

Volkanlardan çıkıyor?

csak a vulkánokon keresztül tör a felszínre?

Erkek kardeşimle çıkıyor.

- A bátyámmal találkozgat.
- Az öcsémmel jár.

Kız kardeşimle çıkıyor.

A nővéremmel jár.

Tom, Mary'yle çıkıyor.

Tomi Marival flörtöl.

Biriyle çıkıyor mu?

Jár valakivel?

Sonra Lyne podyuma çıkıyor.

Lyne lejön az emelvényről.

Siz hâlâ çıkıyor musunuz?

Ti ketten még mindig jártok?

Bu patika nereye çıkıyor?

Hová vezet ez a nyom?

Tom yarın tatile çıkıyor.

Tom holnap nyaralni megy.

Koridorda yürüyorum ve karşıma çıkıyor.

Megyek a folyosón és belebotlok.

Annem sigara içmeye karşı çıkıyor.

Anyám ellenzi a dohányzást.

O, bu girişime karşı çıkıyor.

Ellenzi ezt a kezdeményezést.

Tom yeni plana karşı çıkıyor.

Tom ellenzi az új tervet.

Ciddiye alınmamak artık hep karşıma çıkıyor.

Sorozatban történnek velem ilyen esetek.

Bu beş erkek gece devriyesine çıkıyor.

Ez az öt hím éjjeli portyázásra készül.

Zamanı hızlandırınca ölümcül sırları ortaya çıkıyor.

A gyorsított felvétel leleplezi gyilkos titkukat.

Ama bazen ortaya iki bacak çıkıyor.

De néha kidugja két karját,

Çocuk, o çıkıyor, zaten gözden kayboldu.

A helyzet az, hogy a fiú már eltűnt.

Tom aynı zamanda iki kızla çıkıyor.

- Tomi két lánnyal is találkozgat egyszerre.
- Tomi két lánnyal randevúzik egyidőben.

Tom başarısızlıkla iyi başa çıkıyor mu?

Tudja kezelni Tomi a sikertelenségeket?

Doğru olmadığı veya eksik olduğu ortaya çıkıyor.

hogy nem igaz, vagy a tudásunk hiányos.

Hiçbir şeyin gerçeğin dışına çıkamayacağı ortaya çıkıyor.

Aztán kiderült, hogy mi sem áll távolabb a valóságtól.

Elini her yıkadığında, ekrandaki rakamlar yukarı çıkıyor

Minden kézmosásnál a számláló kiírta a kijelzőre

Toplumsal cinsiyet ayrımları nereye gitsem karşıma çıkıyor.

Bármerre járok, folyton a nemek közti különbségekbe botlom.

Tom bir Çinli değişim öğrencisi ile çıkıyor.

Tamás egy kínai cserediákkal randizik.

Tom büyük bir züppe olarak karşısına çıkıyor.

Tom nagy sznobnak látszik.

Tom sadece seni kıskandırmak için onunla çıkıyor.

Tom csak azért jár vele, hogy téged féltékennyé tegyen.

Soru senin neden orada olduğundan ortaya çıkıyor.

Felmerül a kérdés, mit kerestél te ott.

Yakınlaşma, yaratıcılık ve inovasyon organizasyon içinde ortaya çıkıyor.

elhivatottság, újító- és alkotókészség virul a szervezetünkben.

Güneş batıyor. Fokların avladığı balıklar derinlerden yukarı çıkıyor.

Napnyugtával a fókák élelméül szolgáló halak a felszín közelébe emelkednek.

Gece olunca, mercanların bile karanlık yüzü ortaya çıkıyor.

Éjszaka még a korallok is sötét oldalukat mutatják.

Birçok Boston sakini belediye başkanının planına karşı çıkıyor.

Sok bostoni lakos ellenzi a polgármester tervét.

Ondan sonra Aleksander Wolszczan adında bir kişi sahneye çıkıyor.

Utána Aleksander Wolszczan következik.

Ve bu çizgileri çizerken, tüm bu hikâyeler ortaya çıkıyor.

És ahogy felvázoltam ezeket a vonalakat, kirajzolódtak ezek a történetek.

Yeni Ay'ın oluşturduğu gelgitten faydalanarak binlerce soydaşıyla beraber yüzeye çıkıyor.

Az újholddal érkező erős dagálynak köszönhetően, több ezer fajtársával együtt emelkednek a víz felszínére.

Dokunacak mesafeye geliyorlar ki... ...bir kez daha tehlike ortaya çıkıyor.

Karnyújtásnyi távolságra vannak, mikor újabb veszély bukkan fel.

- Dergi iki ayda bir yayınlanıyor.
- Dergi iki ayda bir çıkıyor.

A magazin kéthavonta jelenik meg.

- Şehrin manzarasında katedral ön plana çıkıyor.
- Şehrin manzarasına katedral hakim durumda.

A katedrális uralja a városképet.

- Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.
- Onun adı çoğu kez aklıma gelmiyor.

- A nevét gyakran elfelejtem.
- A neve gyakran kimegy a fejemből.