Translation of "Yemeğe" in German

Yalnız yemeğe alışkınım.

Ich bin es gewohnt, allein zu essen.

Yemeğe ihtiyacımız var.

Wir brauchen Essen.

Bugün yemeğe davetliyim.

Heute bin ich zum Essen eingeladen.

Bizimle yemeğe gel.

Komm, iss mit uns!

Oturup yemeğe başladık.

Wir setzten uns und fingen an zu essen.

Çocuk çubuklarla yemeğe çalıştı.

Der Junge versuchte, mit Stäbchen zu essen.

Komşularımı yemeğe davet ettim.

Ich habe meinen Nachbarn zum Abendessen eingeladen.

Arkadaşımı yemeğe davet ettim.

Ich lud meinen Freund zum Abendessen ein.

Böylece beynimiz yemeğe doğru evrimleşiyor.

Weil unser Gehirn Nahrung zum wachsen braucht,

Ben şimdi yemeğe başlayabilir miyim?

- Kann ich jetzt mit dem Essen anfangen?
- Darf ich jetzt mit dem Essen anfangen?

Bay Parker çubuklarla yemeğe çalıştı.

Herr Parker versuchte, mit Stäbchen zu essen.

O öğle yemeği yemeğe başladı.

Er begann, zu Mittag zu essen.

Yemeğe gitmek için hazır mısın?

Sind Sie bereit zum Essen?

Mike bu akşam yemeğe geliyor.

Mike kommt heute zum Abendessen.

Bu tür yemek yemeğe alışkınım.

Ich bin es gewohnt, diese Art von Lebensmitteln zu essen.

Kaleyi gezdikten sonra yemeğe gittik.

Nachdem wir das Schloss besichtigt hatten, gingen wir essen.

Bu gece dışarıda yemeğe ne dersin?

Wie wäre es damit, heute Abend auszugehen?

Bu akşam dışarıda yemeğe ne dersin?

Wie wäre es, wenn wir heute Abend zum Essen ausgingen?

Akşam yemeği için balık yemeğe ne dersin?

Wie wäre es mit Fisch zum Abendessen?

Değişiklik olsun diye dışarıda yemeğe ne dersin?

Sollen wir zur Abwechslung mal essen gehen?

Bana söylemeden Tom'u yemeğe mi davet ettin?

- Hast du Tom zum Abendessen eingeladen, ohne mir davon zu erzählen?
- Habt ihr Tom zum Abendessen eingeladen, ohne mir davon zu erzählen?
- Haben Sie Tom zum Abendessen eingeladen, ohne mir davon zu erzählen?

Ken konuşmayı durdurdu ve yemek yemeğe başladı.

Ken hörte zu sprechen auf und begann zu essen.

Herhangi bir İngiliz yemeğini yemeğe ilgim yok.

Ich habe überhaupt kein Interesse an der englischen Küche.

Pazartesi günü işten sonra yemeğe gelmek ister misin?

Hättest du Lust, am Montag nach der Arbeit zum Abendessen vorbeizukommen?

O aç olduğunu ve yemeğe eve gitmek istediğini söyledi.

Er sagte, er sei hungrig und gehe nach Hause zum Essen.

Tom haftanın her günü et ve patates yemeğe aldırış etmezdi.

- Tomme hätte nichts dagegen, an jedem Wochentag Fleisch und Kartoffeln zu essen.
- Tom hätte nichts gegen Fleisch und Kartoffeln an jedem Wochentag.

- Bu gece yemeğe dışarı çıkacak mıyız?
- Bu gece dışarıda mı yemek yiyeceğiz?

- Gehen wir heute Abend auswärts essen?
- Gehen wir heute Abend zum Essen aus?