Translation of "Yarış" in German

0.003 sec.

Examples of using "Yarış" in a sentence and their german translations:

Tom birçok yarış kazandı.

Tom hat viele Rennen gewonnen.

Tom yarış öncesi gergindi.

Tom war vor dem Rennen nervös.

Tom yarış güvercini yetiştiriyor.

Tom zieht Renntauben auf.

Kolay bir yarış değildi.

Das ist kein leichtes Rennen.

Yarış için bir at eğitiyorum.

Ich richte ein Pferd für das Rennen ab.

Tom ile bir yarış koştum.

Ich lief mit Tom um die Wette.

Tom'un yarış kazandığı doğru mu?

Stimmt es, dass Tom das Rennen gewonnen hat?

Şu şirketle sert bir yarış halindeyiz.

Wir sind in heftiger Konkurrenz mit dieser Firma.

Yarış son dakikaya kadar devam etti.

Das Rennen entschied sich in letzter Sekunde.

Yavaş ol, Bu bir yarış değil.

Sachte, sachte! Das ist kein Wettrennen!

Yavaşla. Bu bir yarış pisti değil.

Immer sachte mit den jungen Pferden! Das ist doch keine Rennbahn!

Tom üst üste üç yarış kazandı.

Tom hat drei Rennen nacheinander gewonnen.

Ben okula vardığımda yarış zaten bitmişti.

Als ich zur Schule kam, war das Rennen bereits vorbei.

Tom yarış hakkında çok şey bilmiyor.

Tom versteht nicht viel vom Rennsport.

- Kalbim yarış etmeye başladı.
- Kalbim hızla atmaya başladı.

Mein Herz begann zu rasen.

Bu bir kamu sokağı, bir yarış pisti değil.

Das ist eine öffentliche Straße und keine Rennbahn!

Tom bir yarış otomobili sürücüsü olmak için gerekenlere sahip değildir.

Tom hat nicht das Zeug zum Rennfahrer.

- Tom bir yarış pilotunun oğlu.
- Tom bir araba yarışçısının oğlu.

Tom ist Sohn eines Rennfahrers.

Tom'un hayatta büyük bir hırsı vardı. O bir yarış arabası sürücüsü olmaktı.

Tom hatte eine große Ambition im Leben: er wollte Rennfahrer werden.