Translation of "Kullanılmış" in German

0.006 sec.

Examples of using "Kullanılmış" in a sentence and their german translations:

Tom kamyonunu kullanılmış satın aldı.

- Tom hat seinen Pick-up gebraucht gekauft.
- Tom hat seinen LKW gebraucht gekauft.

Tom ağabeyinden kullanılmış kıyafetler giydi.

Tom trug abgelegte Kleidung seines Bruders.

- Ben kullanılmış bir araba satın alma gücüne sahip değilim.
- Kullanılmış bir araba almam çok zor.
- Kullanılmış bir araba satın alamam.

Ich kann mir nicht erlauben, einen Gebrauchtwagen zu kaufen.

Ben genellikle kullanılmış eşya satın almam.

- Ich kaufe für gewöhnlich keine Gebrauchtwaren.
- Ich kaufe für gewöhnlich keine gebrauchten Sachen.

Tom kullanılmış bir araba satın aldı.

Tom hat sich einen Gebrauchtwagen gekauft.

Tom kullanılmış bir araba satın almalıydı.

Tom hätte sich einen Gebrauchtwagen kaufen sollen.

Kullanılmış bir araba bile almaya gücüm yetmez.

Ich kann es mir nicht einmal leisten, einen Gebrauchtwagen zu kaufen.

Fiyat kullanılmış bir araba için biraz yüksek.

Für einen Gebrauchtwagen ist der Preis etwas hoch.

Taro geçen hafta kullanılmış bir araba aldı.

Tarō hat sich letzte Woche einen Gebrauchtwagen gekauft.

O, kullanılmış araba satıcısı olarak işini kaybetti.

Er hat seine Anstellung als Gebrauchtwagenverkäufer verloren.

O az önce bir kullanılmış araba satın aldı.

Er hat gerade einen Gebrauchtwagen gekauft.

Tom bir kullanılmış araba satıcısı olarak işini kaybetti.

Tom hat seine Anstellung als Gebrauchtwagenverkäufer verloren.

Ona ona kullanılmış bir araba almamasını tavsiye etti.

Sie riet ihm vom Kauf eines gebrauchten Wagens ab.

Tom kullanılmış bir arabayı bile almayı göze alamaz.

Tom kann es sich nicht einmal leisten, einen Gebrauchtwagen zu kaufen.

- Eski bir araba aldım.
- Kullanılmış bir araba aldım.

Ich habe mir einen Gebrauchtwagen gekauft.

Tom, geçen hafta kullanılmış bir araba satın aldı.

Tom hat sich letzte Woche einen Gebrauchtwagen gekauft.

Tom saygın bir bayiden kullanılmış bir araba satın aldı.

- Tom hat sich bei einem angesehenen Händler einen Gebrauchtwagen zugelegt.
- Tom hat bei einem renommierten Händler einen Gebrauchtwagen gekauft.

Tom'un ebeveynleri onun bir kullanılmış araba satıcısı olmasını istemiyordu.

Toms Eltern wollten nicht, dass er Gebrauchtwagenhändler wird.

Tom bir kullanılmış araba satıcısı bulmak için sarı sayfalara baktı.

Tom suchte in den Gelben Seiten nach einem Gebrauchtwagenhändler.

Tom yeni bir araba yerine kullanılmış bir araba almaya karar verdi.

Tom beschloss, sich anstelle eines neuen Wagens einen Gebrauchtwagen zuzulegen.

Kardeşim kullanılmış bir araba satın aldı, bu yüzden çok pahalı değildi.

Mein Bruder hat sich einen Gebrauchtwagen gekauft; der war also nicht allzu teuer.

Yeni bir tane şöyle dursun, kullanılmış bir arabayı almaya gücüm yetmez.

Ich kann mir keinen Gebrauchtwagen leisten, schon gar keinen Neuwagen.

Yeni bir araba bir yana, kullanılmış bir araba almayı bile göze alamam.

Ich kann mir keinen Gebrauchtwagen leisten, noch weniger einen neuen.

O ona kullanılmış araba almamasını tavsiye etti fakat o onun tavsiyesini dinlemedi.

Sie empfahl ihm, keinen Gebrauchtwagen zu kaufen, aber er folgte ihrem Rat nicht.

Çocuk hırsızlarının ona yapmasını söyledikleri gibi Tom işaretlenmemiş, kullanılmış paralar halinde bir milyon dolar topladı.

Tom beschaffte eine Million Dollar in unmarkierten, gebrauchten Scheinen, wie ihm die Entführer aufgetragen hatten.

- Kullanılmış bir araba almayı göze alamam.
- İkinci el araba almaya param yetmez.
- İkinci el araba alacak param yok.

Ich kann mir nicht erlauben, einen Gebrauchtwagen zu kaufen.