Translation of "Karınca" in German

0.004 sec.

Examples of using "Karınca" in a sentence and their german translations:

Karınca kırmızıydı.

Die Ameise war rot.

Bu karınca rezidansı

diese Ameisenresidenz

Hemen bir karınca köprüsü!

eine Ameisenbrücke jetzt!

Parçalayan yuvasına götüren karınca

Ameise, die es zu seinem Nest bringt

Salonda bir karınca var.

Im Flur ist eine Ameise.

Bu sefer karınca av değil

Diesmal ist die Ameise keine Beute

Bu yapıyı yapan termit karınca

Termitenameise, die diese Struktur bildet

Sysko bir karınca gibi çalışır.

- Sysko arbeitet wie eine Ameise.
- Sysko arbeitet fleißig wie eine Ameise.

Ve bir resmen karınca adası oluşturuyorlar

und formell eine Ameiseninsel schaffen

şimdi bizi bir karınca ısırdığında böyle

jetzt, wenn eine Ameise uns so beißt

Belirtmediğimiz özellikler varsa karınca ile ilgili

Wenn es Funktionen gibt, die wir über Ameise nicht erwähnt haben

Tom bir sopa ile karınca yuvasını karıştırdı.

- Tom stach mit einem Stock in dem Ameisenhaufen herum.
- Tom stocherte mit einem Stock in dem Ameisenhaufen herum.

Bu karınca kraliçedir; kanatları olduğunu görmüyor musun?

- Diese Ameise ist die Königin. Siehst du nicht? Sie hat Flügel.
- Diese Ameise ist die Königin. Siehst du nicht, dass sie Flügel hat?

Madem imkansız karınca yiyen diye bir yaratık var

da gibt es eine Kreatur namens unmögliches Ameisenessen

Bu karınca yiyen o zaman karıncayı yiyemiyor mu?

Kann dieser Ameisenbär dann nicht die Ameise essen?

Eğer ki bu termit karınca insan boyutunda olsaydı

wenn diese Termitenameise von menschlicher Größe wäre

Yapılan yapının büyüklüğünü bir düşünün şimdi karınca için

Denken Sie jetzt über die Größe der Struktur für die Ameise nach

Karıncanın da yine en büyük düşmanı karınca oluyor

Die Ameise ist wieder der größte Feind

O bir karınca yuvasına bir saman çöpü soktu.

Er steckte einen Strohhalm in einen Ameisenhaufen.

Bir karınca kendi ağırlığının 50 kat fazlasını kaldırabilir.

Eine Ameise kann mehr als das Fünfzigfache ihres eigenen Gewichts heben.

Tamam tamam biz karınca dilini bilmiyoruz bunu kapatalım şimdi

ok ok wir kennen keine Ameisensprache lass uns das jetzt schließen

Küçük bir karınca grubuna karıncayiyen daldığında o karıncaları yiyerek

wenn eine Ameise in eine kleine Gruppe von Ameisen eintaucht, indem sie diese Ameisen frisst

Bir çekirge ve bir hayli karınca bir tarlada yaşadı.

Ein Grashüpfer und viele Ameisen lebten auf einem Feld.

Kraliçe karınca ise, bir kaç saniyede bir süreli yumurta üretir

Die Ameisenkönigin produziert einige Sekunden lang Eier

Ama her şeye rağmen bir karınca bunu nasıl keşfedebilir ki?

Aber wie konnte eine Ameise das überhaupt entdecken?

- Mutfakta karıncalar var. Bir ilaçlamacıyı aramamız gerekiyor.
- Mutfağı karınca basmış. Bir ilaçlamacı çağırmalıyız.

Wir haben Ameisen in der Küche. Wir müssen einen Kammerjäger rufen.