Translation of "Düşürdü" in German

0.004 sec.

Examples of using "Düşürdü" in a sentence and their german translations:

Kitaplarını yere düşürdü.

Er ließ seine Bücher auf den Boden fallen.

O standartlarını düşürdü.

- Sie senkte ihre Ansprüche.
- Sie schraubte ihre Erwartungen herunter.

Tom bunu düşürdü.

Tom ließ das fallen.

Tom bardağını düşürdü.

Tom ließ sein Glas fallen.

O, hamsileri düşürdü.

Er ließ die Anchovis fallen.

Tom kalemini düşürdü.

Tom legte seinen Stift nieder.

Hastalık, organizmanızı zayıf düşürdü.

Die Krankheit hat Ihren Organismus geschwächt.

O onu küçük düşürdü.

Er demütigte sie.

O bir vazo düşürdü.

Er ließ eine Vase fallen.

O yere sosis düşürdü.

Er ließ die Wurst auf den Boden fallen.

Tom kitaplarını yere düşürdü.

Tom ließ seine Bücher auf den Boden fallen.

Üniversite yönetimi okul ücretlerini düşürdü.

Die Universitätsverwaltung senkte die Studiengebühren.

Kız kardeşim tabağını yere düşürdü.

Meine Schwester ließ ihren Teller auf den Boden fallen.

Rüzgar kuş yuvasını ağaçtan düşürdü.

Der Wind stieß das Vogelhaus vom Baum herunter.

O, kupayı düşürdü ve kırdı.

Er ließ die Tasse fallen und zerbrach sie.

Tom yeni akıllı telefonunu düşürdü.

Tom hat sein neues Schlaufon fallenlassen.

Anımsama sıklıklarını devasa bir şekilde düşürdü.

mindert sich die Häufigkeit von Flashbacks erheblich.

Seri imalat birçok ürünün fiyatını düşürdü.

Massenproduktion hat die Preise vieler Waren gesenkt.

Tom bir tabak düşürdü ve kırıldı.

Tom hat einen Teller fallenlassen, und er zerbrach.

Tom kazara yere bir yumurta düşürdü.

Tom ist aus Versehen ein Ei auf den Boden gefallen.

Tom bardağını düşürdü ama o kırılmadı.

Tom ließ sein Glas fallen, aber es zerbrach nicht.

Hükümet düşük gelirli aileler için vergileri düşürdü.

Die Regierung senkte die Steuern für Familien mit geringem Einkommen.

Galileo kulenin tepesinden iki demir top düşürdü.

Galileo ließ zwei Kugeln aus Eisen von der Spitze des Turms fallen.

O onun dikkatini çekmek için kasten mendilini düşürdü.

Sie ließ absichtlich ihr Taschentuch fallen, um seine Aufmerksamkeit zu erregen.

Tom oğlanlardan birine çarptı ve onu yere düşürdü.

Tom traf einen der Jungs und schlug ihn zu Boden.

Bu beni vahanın bir serap olabileceği konusunda biraz şüpheye düşürdü.

Deswegen bin ich etwas skeptisch, ob die Oase wirklich existiert.

Tom yere bir fincan düşürdü ve fincan tuzla buz oldu.

Tom ließ eine Tasse auf den Fußboden fallen, und sie zersprang in tausend Stücke.

Tom yere bir çilek düşürdü ve Mary onun üstüne bastı.

Tom fiel eine Erdbeere auf den Boden, und Maria trat darauf.

- Mary, Tom'u herkesin önünde aşağıladı.
- Mary Tom'u herkesin önünde küçük düşürdü.

Maria demütigte Tom vor aller Augen.

Partide,onun politik rakiplerinden biri onu birçok misafirin önünde küçük düşürdü.

Auf der Party hat ihn einer seiner politischen Gegner vor den Augen zahlreicher Gäste gedemütigt.

Gölün hanımı, Merlin'i büyüledi ve onu bir ağacın gövdesinde tuzağa düşürdü.

Die Herrin vom See verzauberte Merlin und bannte ihn in einen Baumstamm.

- Tom, Mary'yi herkesin önünde aşağıladı.
- Tom, Mary'yi herkesin önünde küçük düşürdü.

Tom hat Mary vor aller Augen bloßgestellt.