Translation of "Bilinir" in German

0.012 sec.

Examples of using "Bilinir" in a sentence and their german translations:

Mucit tüm dünyada bilinir.

Der Erfinder ist weltbekannt.

O halk tarafından bilinir.

Er ist der Öffentlichkeit bekannt.

O, tüm ülkede bilinir.

Er ist im ganzen Land bekannt.

Fuji dağı herkesçe bilinir.

Den Fuji kennt jeder.

Bay Hashimoto herkes tarafından bilinir.

Jeder kennt Herrn Hashimoto.

Adı bu ülkedeki herkesçe bilinir.

Seinen Namen kennt in diesem Land jeder.

Ticari marka çok iyi bilinir.

Das Warenzeichen ist wohlbekannt.

Benim adım okulumdaki herkesçe bilinir.

Meinen Namen kennen alle in meiner Schule.

Örümceklerin böcek olmadığı iyi bilinir.

Dass Spinnen keine Insekten sind, ist allgemein bekannt.

Bu bölge, Ejderhalar Diyarı olarak bilinir

Diese Gegend ist bekannt als Land der Drachen

Halk arasında Görev Kontrolü olarak bilinir.

Im Volksmund als Mission Control bekannt.

Bu ilaç, mucizevi iyileştirici güçleriyle bilinir.

Dieses Medikament ist für seine geradezu wundersamen Heilkräfte bekannt.

Bayan Eichler öğrencilerine olan sertliğiyle bilinir.

Frau Eichler war für ihren Ruf bekannt, streng zu ihren Schülern zu sein.

Bu çay yeşil çay olarak bilinir.

Dieser Tee nennt sich grüner Tee.

Bu şehir müzik endüstrisi ile bilinir.

Diese Stadt ist wegen ihrer Musikindustrie berühmt.

O, büyük bir ressam olarak bilinir.

Er ist als großer Maler bekannt.

Mononükleoz da öpüşme hastalığı olarak bilinir.

Pfeiffersches Drüsenfieber ist auch als die „Kusskrankheit“ bekannt.

O ülkenin geri kalmışlığı iyi bilinir.

Die Rückständigkeit jenes Landes ist wohlbekannt.

Londra'daki metrolar "the Tube" olarak bilinir.

Die U-Bahn in London nennt man "the Tube".

Almanya şair ve filozof ülkesi olarak bilinir.

Deutschland ist als das Land der Dichter und Denker bekannt.

Zalim Peter, Adil Peter olarak da bilinir.

Peter der Grausame ist auch als Peter der Gerechte bekannt.

Çitalar, gündüz gözüyle avlanan... ...yalnız avcılar olarak bilinir.

Geparden gelten als Einzelgänger, die tagsüber jagen.

Kentin yüksek bir suç oranı olduğu iyi bilinir.

Es ist allgemein bekannt, dass die Stadt eine hohe Kriminalitätsrate hat.

Bu devlet adamının adı Japonya'daki herkes tarafından bilinir.

- Den Namen dieses Staatsmannes kennt jeder in Japan.
- Der Name dieses Politikers ist in Japan jedermann bekannt.

- O, herkes tarafından bilinir.
- O, herkes tarafından tanınır.

Ihn kennen alle.

Bir ayakkabı tamircisi de bir ayakkabıcı olarak bilinir.

Schuster nennt man auch Schuhmacher.

New York City hiç uyumayan şehir olarak bilinir.

New York ist als die Stadt, die niemals schläft, bekannt.

Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.

Die Vergangenheit kann man nur kennen, nicht ändern. Die Zukunft kann man nur ändern, nicht kennen.

Bu sebeple kapı savunmasının - 'gatehouse' olarak da bilinir. - özellikle güçlü olması gerekir.

Daher muss seine Verteidigung - bekannt als das Torhaus - besonders stark sein.

Kangru kuyruğu çorbası bir Avustralya yemeği olarak bilinir, çünkü kangrular Avustralya'da bulunurlar.

Känguruschwanzsuppe ist als australisches Gericht bekannt, denn Kängurus kommen in Australien vor.

Valencia İspanya'nın üçüncü en büyük şehri ve aynı zamanda paella'nın doğum yeri olduğu için bilinir.

Valencia ist die drittgrößte Stadt Spaniens und auch als Ursprungsort der Paella bekannt.

Bazen, Dünya güneşin etrafında dönerken o, güneşle ay arasına gelir. Bu olduğu zaman dünya ay karşısında karanlık bir gölge atar. Bu, bir ay tutulması ya da bir ay tutulması olarak bilinir.

Manchmal gerät die Erde beim Umkreisen der Sonne zwischen jene und den Mond. Wenn das geschieht, wirft sie auf den Mond einen dunklen Schatten. Man spricht von einer Mondfinsternis.