Translation of "Bileği" in German

Bükemediğin bileği öpmelisin.

Wenn du sie nicht besiegen kannst, schließe dich ihnen an.

Anne'in bileği kırılmıştı.

Anne hatte sich den Knöchel gebrochen.

Tom ayak bileği burktu.

Tom hat sich das Fußgelenk verstaucht.

Tom'un burkulmuş bir ayak bileği var.

Tom hat einen verstauchten Knöchel.

Burası cidden ayak bileği kırmak için birebir.

In diesem Terrain kann man sich leicht den Knöchel brechen.

- Bükemediğin bileği öpmelisin.
- Eğer onları yenemiyorsan onlara katıl.

Wenn du sie nicht besiegen kannst, schließe dich ihnen an.

Tom, kefaletle çıktığı sırada ayak bileği monitör bileziği takmak zorundadır.

Tom muss eine elektronische Fußfessel tragen, solange er auf Kaution in Freiheit ist.

Doktor kırık parmağından ziyade Tom'un ayak bileği hakkında daha endişeli olduğunu söyledi.

Der Arzt sagte, Toms Fußgelenk bereite ihm mehr Sorgen als sein gebrochener Finger.