Translation of "Bahçesi" in German

Çiçek bahçesi sulanmalı.

Das Blumenbeet muss gegossen werden.

Hayvanat bahçesi nerede?

Wo ist der Zoo?

Bu Japon bahçesi güzel.

Dieser japanische Garten ist wunderschön.

Okul bahçesi çok küçüktü.

Der Schulgarten war sehr klein.

Tom'un güzel bir bahçesi var.

Tom hat einen schönen Garten.

Her evin bir bahçesi vardı.

Alle Häuser hatten einen Garten.

Bu hayvanat bahçesi kaç yaşında?

- Wie alt ist dieser Zoo?
- Wie alt ist dieser Tiergarten?
- Wie alt ist dieser Tierpark?

Hayvanat bahçesi Noel günü kapalıydı.

Der Zoo war am Weihnachtstag geschlossen.

Onların geniş bir bahçesi var.

- Sie haben einen großen Garten.
- Die haben einen großen Garten.

Onun bahçesi bir sanat eseridir.

Ihr Garten ist ein Kunstwerk.

Evin bir bahçesi var mı?

Hat das Haus einen Garten?

Hayat dikensiz gül bahçesi değildir.

- Das Leben ist kein Zuckerschlecken.
- Das Leben ist kein Ponyhof!
- Das Leben ist kein Spaziergang.

Mary'nin bir gül bahçesi vardır.

Maria hat einen Rosengarten.

Tom'un küçük bir bahçesi var.

Tom hat einen kleinen Garten.

Boston'da bir hayvanat bahçesi var mıdır?

Gibt es in Boston einen Zoo?

Benim evimin bir meyve bahçesi var.

Mein Haus hat einen Obstgarten.

"Ölüm Bahçesi demek istiyorsun" diye fısıldadı.

„Du meinst den Garten des Todes“, flüsterte sie.

- Dünyanın en büyük hayvanat bahçesi Berlin, Almanya'da yer almaktadır.
- Dünyanın en büyük hayvanat bahçesi Almanya'nın Berlin şehrindedir.

Der größte Zoo der Welt befindet sich in Berlin in Deutschland.

- Bay White'ın avlusu büyüktür.
- Bay White'ın bahçesi geniştir.

Der Garten von Herrn White ist groß.

Evin önünde bir zen bahçesi olması harika olurdu!

Es wäre fantastisch, einen Zen-Garten vor meinem Haus zu haben.

Bu botanik bahçesi inanılmaz bir bonsai koleksiyona sahiptir.

Dieser botanische Garten verfügt über eine beachtliche Bonsaisammlung.

Evimin önünde bir zen bahçesi olsaydı harika olurdu.

Es wäre fantastisch, einen Zen-Garten vor meinem Haus zu haben.

- Tom bir hayvan bakıcısıdır.
- Tom bir hayvanat bahçesi görevlisidir.

Tom ist Zoowärter.

Bir Danimarka hayvanat bahçesi, bir bebek zürafayı öldürdü ve halkı diseksiyonu izlemeye davet etti.

In einem dänischen Zoo wurde ein Giraffenjunges getötet, und die Öffentlichkeit war eingeladen, der Sektion beizuwohnen.