Translation of "Babasıyla" in German

0.005 sec.

Examples of using "Babasıyla" in a sentence and their german translations:

Babasıyla yaşıyor.

- Sie lebt mit ihrem Vater zusammen.
- Sie wohnt bei ihrem Vater.

Onun babasıyla tanışmak isterim.

Ich würde gerne seinen Vater treffen.

Babasıyla çok gurur duyuyordu.

Sie war sehr stolz auf ihren Vater.

O, babasıyla gurur duyabilir.

- Er kann stolz auf seinen Vater sein.
- Er kann stolz sein auf seinen Vater.

Tom şimdi babasıyla yaşıyor.

Tom wohnt jetzt bei seinem Vater.

Tom'un babasıyla tanışmak istiyorum.

Ich würde gerne Toms Vater kennenlernen.

Tom hala anne babasıyla yaşıyor.

- Tom lebt noch bei seinen Eltern.
- Tom wohnt immer noch bei seinen Eltern.

Ben onun babasıyla tanışmak istiyorum.

Ich würde gerne seinen Vater treffen.

Tom bunu babasıyla inşa etti.

Tom hat das mit seinem Vater zusammen gebaut.

Babasıyla parka gitme konusunda ısrar ediyor.

Er besteht darauf, mit seinem Vater in den Park zu gehen.

Mary hala anne babasıyla evde yaşıyor.

- Mary wohnt noch bei ihren Eltern zu Hause.
- Mary wohnt noch zu Hause bei ihren Eltern.

Kaza olduğunda Tom babasıyla kayak yapıyordu.

Tom war mit seinem Vater Schi fahren, als der Unfall passierte.

Tom babasıyla birlikte sinek balıkçılığına gitti.

Tom ging mit seinem Vater angeln.

Tom hâlâ Boston'da babasıyla birlikte yaşıyor.

Tom wohnt noch bei seinem Vater in Boston.

Onun çocukların babasıyla küçük bir teması var.

Sie hat wenig Kontakt zu dem Vater der Kinder.

O hala anne ve babasıyla birlikte yaşıyor.

Er wohnt immer noch bei seinen Eltern.

Tom anne babasıyla birlikte Boston'da yaşamak istiyordu.

Tom wollte bei seinen Großeltern in Boston wohnen.

Kız arkadaşımın babasıyla uzun güzel bir sohbet ettim.

Ich hatte einen netten, langen Plausch mit dem Vater meiner Freundin.

O annesi ile İbranice konuşuyor ve babasıyla Lehçe konuşuyor.

Sie spricht mit ihrer Mutter Hebräisch und mit ihrem Vater Polnisch.

Anne-babası boşandıklarından dolayı kız babasıyla pek bir temas kurmadı.

Wegen der Scheidung seiner Eltern hatte das Mädchen nur wenig Kontakt zu ihrem Vater.

Tom 40'lı yaşlarda olmasına rağmen hala anne babasıyla evde yaşıyor.

Obwohl Tom bereits über vierzig ist, wohnt er noch immer bei seinen Eltern.

Tom 40'lı yaşlarda olmasına rağmen halen anne ve babasıyla yaşıyor.

Obwohl Tom bereits über vierzig ist, wohnt er noch immer bei seinen Eltern.

Maria İspanya'dan geliyor. Anne-babasıyla Barselona'da oturuyor. Maria Alman, fakat İspanyolca konuşuyor.

Maria ist aus Spanien. Sie lebt bei ihren Eltern in Barcelona. Maria ist Deutsche, aber sie spricht Spanisch.

- Tom babasıyla ilgili bir kitap yazıyor.
- Tom babası hakkında bir kitap yazıyor.

Tom schreibt ein Buch über seinen Vater.

- O babası kadar uzundur.
- Boyu babası kadar.
- Babasıyla aynı boyda.
- Babası kadar uzun.

Er ist so groß wie sein Vater.