Translation of "Baştan" in German

0.011 sec.

Examples of using "Baştan" in a sentence and their german translations:

Baştan başlayacağım.

Ich fange noch einmal von vorne an.

Baştan başla.

- Fang noch mal von vorne an.
- Fangen Sie noch mal von vorne an.

Baştan başlayalım.

Lasst uns von Anfang an beginnen.

Baştan başlayacağız.

Wir werden von vorn anfangen.

Kimseyi baştan çıkarmıyorum.

- Ich verderbe niemanden.
- Ich beeinflusse niemanden negativ.

Biz baştan başlamalıyız.

Wir müssen von vorne anfangen.

Balık baştan kokar.

- Der Fisch stinkt vom Kopfe her.
- Der Fisch stinkt zuerst am Kopf.
- Der Fisch stinkt vom Kopf her.

Baştan başlamamız gerekiyor.

Wir müssen von vorne anfangen.

Neden baştan başlamıyorsun?

Warum fangen Sie nicht von vorne an?

Herkese merhaba. Baştan başlayacağım.

Hi, ich fange nochmal von vorne an.

İstersen en baştan başlayalım.

Lass uns ganz vorne anfangen.

Daha şimdiden baştan tanımlanıyor.

wird neu definiert.

...daha şimdiden baştan tanımlanıyor.

...steht bereits auf dem Prüfstein.

Baştan çıkarmaya karşı dayanıklıdır.

Er ist gegen Versuchungen gewappnet.

Kitabı baştan sona okudum.

- Ich las das Buch von vorne bis hinten.
- Ich habe das Buch von Anfang bis Ende gelesen.

En baştan başlamamız gerekiyor.

Wir müssen noch einmal von vorne anfangen.

Sen baştan aşağı ıslaksın.

Du bist klatschnass.

Şehri baştan başa gezdik.

- Wir sind durch die Stadt gefahren.
- Wir fuhren durch die Stadt.

Tom'un yanıtı baştan savmaydı.

Toms Antwort war ausweichend.

Onu baştan aşağı inceledi.

Er hat es von oben bis unten begutachtet.

O onu baştan çıkardı.

- Sie führte ihn in Versuchung.
- Sie hat ihn in Versuchung geführt.

Baştan beri şüphelerim vardı.

- Ich hatte von Anfang an Zweifel.
- Ich hatte von Anfang an Bedenken.

Baştan sona kapıyı beyaza boyadı.

Er hat die Tür weiß überstrichen.

Tom sekreterini baştan çıkarmaya çalıştı.

Tom versuchte, seine Sekretärin zu verführen.

O baştan sona yalan söyledi.

- Sie hat von vorn bis hinten gelogen.
- Sie hat vom Anfang bis zum Ende gelogen.

Baştan söylemek gerekirse, Marley ölmüştü.

Zuerst: Marley war tot.

Komşum evini baştan aşağı yeniledi.

Meine Nachbarin hat ihr Haus vollständig renoviert.

Hikayeyi bize baştan sona anlat.

- Erzählt uns die Geschichte von Anfang bis Ende.
- Erzähle uns die Geschichte von Anfang bis Ende.

O beni baştan çıkarmaya çalıştı.

Er versuchte, mich zu verführen.

Tom'un yanıtı çok baştan savmaydı.

Toms Antwort war äußerst vage.

Tom tekrar baştan başlamak zorundaydı.

Tom musste noch einmal neu anfangen.

Şimdi her şeye baştan başlamalıyım.

Nun muss ich ganz von vorne beginnen.

Mary bir baştan çıkaran kadın.

Maria ist eine Femme fatale.

Onu en baştan düşünmen gerekirdi.

Das hättest du gleich bedenken sollen.

İki çocuk araziyi baştan başa dolaştı.

Die beiden Jungs reisten quer durch das Land.

Ders 10'u baştan itibaren oku.

Lies Lektion 10 von Anfang an.

Başarı aynı zamanda baştan çıkarıcı olabilir.

Erfolg kann auch Verführung sein.

Beni baştan dinlemiş olsaydın bu hiç olmayacaktı.

- Das wäre nie passiert, wenn du gleich auf mich gehört hättest.
- Das wäre nie passiert, wenn ihr gleich auf mich gehört hättet.
- Das wäre nie passiert, wenn Sie gleich auf mich gehört hätten.

Ben baştan sona filmi iki kez izledim.

Ich habe den Film zweimal von vorne bis hinten gesehen.

İstediğini yaptırmak için onu baştan çıkaracağına inanıyor.

Er hofft, sie zu verlocken, das zu tun, was er will.

Yeni baştan yapman gerekse neyi farklı yapardın?

Wenn du noch einmal ganz von vorne anfangen müsstest, was würdest du anders machen?

- Davetkar bakışların var.
- Baştan çıkarıcı bakışların var.

Du hast Schlafzimmeraugen.

Görevleri, yeni Apollo uzay aracını baştan aşağı sallamaktı.

Ihre Mission war es, dem neuen Apollo-Raumschiff einen gründlichen Shakedown zu geben.

Detayları atlamadan, bu hikayeyi bana en baştan anlat.

Erzähle mir diese Geschichte vom Anfang an, ohne eine Einzelheit auszulassen.

Tom Mary'yi onun işini baştan sona incelerken yakaladı.

Tom erwischte Mary dabei, wie sie in seinen Sachen herumwühlte.

En ikonik bazı yaratıklar hakkında bildiklerimiz şimdiden baştan tanımlanıyor.

Unser Wissen über einige der legendärsten Geschöpfe wird bereits neu definiert.

Baştan başlamak zorunda kaldım ve ben bundan hiç hoşlanmadım.

Ich musste noch einmal ganz von vorne anfangen, und das gefiel mir überhaupt nicht.

Ama en baştan başlamak istiyorsanız "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.

Willst du diese Mission noch einmal von vorne beginnen, wähle 'Neu starten'.

Sağlık harcamalarında neyin ne kadar olduğunu baştan bilsek ne olurdu?

Was, wenn wir alle im Vorfeld wüssten, was uns die Dinge kosten?

Evi baştan aşağı aradıktan sonra Tom, kaybettiğini düşündüğü cüzdanı buldu.

- Tom hat die Geldbörse, die er verloren zu haben glaubte, wiedergefunden, nachdem er das Haus von oben bis unten durchsucht hatte.
- Nach einer Suche von oben bis unten durch das ganze Haus fand Tom die Geldbörse, die er verloren zu haben glaubte, wieder.

- Tekrar denemeliyiz.
- Bir daha denemeliyiz.
- Yeniden denemeliyiz.
- Yeni baştan denemeliyiz.

Wir müssen es noch einmal versuchen.

Bu dallamayı baştan çıkarmak istiyorsan, tırnaklarını yiyeceğine gidip kırmızı oje süreceksin.

Wenn du diesen Deppen verführen willst, dann musst du anfangen, dir die Nägel rot zu lackieren, statt sie abzukauen.

Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?

Äußerte sich der Fehler bereits von Anfang an, oder erst später? - Wann?

Ama bu göreve baştan başlayıp daha fazla avlanmak istiyorsanız "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.

Willst du diese Mission auf der Jagd nach mehr Tieren von vorne beginnen, wähle 'Neu starten'.

Ama havalimanına geldiğimize göre göreve baştan başlayabiliriz. Tekrar gökyüzüne çıkmak isterseniz "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.

Da wir schon am Flugplatz sind, könnten wir die Mission auch neu starten. Willst du noch einmal in die Luft? Dann wähle 'Neu starten'.

Japoncam için faydalı olacak güzel bir yazı hazırlamaya çalıştım, ama öğretmenim yazıda epey yanlışlar olduğunu ve yeni baştan yazmam gerektiğini söyledi.

Ich habe versucht einen guten Essay zu erstellen, der mein Japanisch benutzt, aber mein Professor sagte, dass viel davon fehlerhaft sei und ich alles nochmals machen müsste.

Baştan beri benim için özeldin. Birbirimizi çok az tanımamıza rağmen, senin yakınlığında kendimi iyi hissettim. Öyle ki, sanki birbirimizi çok uzun zamandan beri tanıyormuşuz gibi hissettim.

Du warst von Anfang an jemand Besonderes für mich. Ich habe mich sofort in deiner Nähe wohlgefühlt, obwohl wir uns kaum kannten. Es hat sich einfach so angefühlt, als würden wir uns schon ewig kennen.

- Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?
- Arıza en başından beri mi vardı, yoksa bir süre sonra mı ortaya çıktı? - Ne zaman oldu?

Äußerte sich der Fehler bereits von Anfang an, oder erst später? - Wann?