Translation of "Ağacı" in French

0.016 sec.

Examples of using "Ağacı" in a sentence and their french translations:

Ağacı budadım.

J'ai élagué l'arbre.

Onlar ağacı kestiler.

Ils coupèrent l'arbre.

Ağacı kim dikti?

- Qui a planté l'arbre ?
- Qui a planté l'arbre ?

Ağacı kim ekti?

Qui a planté l'arbre ?

Bakın, bir köknar ağacı.

Regardez, un petit sapin.

Bahçesindeki bir ağacı kesti.

Il a coupé un arbre dans le jardin.

Bu ağacı keserek devireceğim.

Je vais couper cet arbre.

Bahçeme elma ağacı diktim.

J'ai planté un pommier dans mon jardin.

O ağacı diken kişisin.

- Tu es celui qui a planté cet arbre.
- Tu es celle qui a planté cet arbre.
- Vous êtes celui qui a planté cet arbre.
- Vous êtes celle qui a planté cet arbre.
- C'est toi qui as planté cet arbre.
- C'est vous qui avez planté cet arbre.

Noel ağacı ışıklarla ışıyordu.

Le sapin de Noël rayonnait de lumières.

Fırtına bir ağacı devirdi.

- La tempête a abattu un arbre.
- La tempête abattit un arbre.

O bir ağacı kesti.

Elle a abattu un arbre.

Rüzgar bu ağacı devirdi.

Le vent a fait tomber cet arbre.

Kökler ağacı toprağa bağlarlar.

Les racines relient l'arbre au sol.

O bir limon ağacı.

C'est un citronnier.

O bir köknar ağacı.

C'est un sapin.

Tom bahçesine üç elma ağacı ve bir şeftali ağacı dikti.

Tom a planté trois pommiers et un pêcher dans sa cour.

Bakın, küçük bir köknar ağacı.

Regardez, un petit sapin.

Onun bir ağacı kestiğini gördüm.

Je l'ai vu en train de scier un arbre.

Bir elma ağacı elma sağlar.

Sur un pommier poussent des pommes.

Bizim elma ağacı çiçek açıyor.

Notre pommier est en fleurs.

Bir ağacı meyveleri ile değerlendirmelisin.

On devrait juger un arbre d'après ses fruits.

O, bahçesindeki bir ağacı kesti.

Il a abattu un arbre dans le jardin.

Huş ağacı yaprakları zaten sarardı.

Les feuilles du bouleau ont déjà jauni.

Bir portakal ağacı portakal sağlar.

Sur un oranger pousse une orange.

Bir Noel ağacı almaya gidelim.

Allons chercher un sapin de Noël.

Bahçede birçok meyve ağacı var.

Il y a beaucoup d'arbres fruitiers dans ce jardin.

Bahçemizin iki kiraz ağacı vardır.

Notre jardin compte deux cerisiers.

Ben bir ağacı keserek devirdim.

J'ai abattu un arbre.

Bahçede birçok elma ağacı var.

Il y a de nombreux pommiers dans le jardin.

Rüzgar çok sayıda ağacı devirdi.

Le vent a couché beaucoup d'arbres.

Biz bir ağacı keserek devirdik.

Nous avons abattu un arbre.

Bahçeme bir şeftali ağacı diktim.

J'ai planté un pêcher dans mon jardin.

Bahçeme bir elma ağacı diktim.

J'ai planté un pommier dans mon jardin.

Tom testeresi ile ağacı kesti.

- Tom a abattu l'arbre avec sa tronçonneuse.
- Tom abattit l'arbre avec sa tronçonneuse.

Bahçede büyük bir kiraz ağacı var.

Il y a un grand cerisier dans le jardin.

Ağacı kesmesi için birine ödeme yaptık.

Nous avons payé quelqu'un pour abattre l'arbre.

Kanadalı ağacı bir baltayla kesip devirdi.

Le Canadien a abattu l'arbre avec une hache.

Daha önce Noel ağacı diktin mi?

Avez-vous déjà mis en place l'arbre de Noël ?

Tom bahçesine üç elma ağacı dikti.

Tom a planté trois pommiers dans sa cour.

Eve giderken Noel ağacı ışıklarını kapatın.

- Éteignez les lumières du sapin de Noël lorsque vous quittez la maison.
- Éteins les lumières du sapin de Noël lorsque tu quittes la maison.

Babam bu ağacı doğduğum günde dikti.

- Mon père a planté cet arbre le jour où je suis né.
- Mon père a planté cet arbre le jour où je suis née.

Kırk Meyve Ağacı için kırk sayısını seçtim

J'ai choisi le nombre 40 pour cet arbre,

Yaşlı ağacı başka bir yere ekmek zordur.

Il est difficile de transplanter un vieil arbre.

Bahçıvan bahçenin ortasına bir gül ağacı dikti.

Le jardinier planta un rosier au milieu du jardin.

Önceden evimin arkasında büyük bir kiraz ağacı vardı.

Dans le temps, il y avait un grand cerisier derrière ma maison.

Evimin arka tarafında eskiden bir kiraz ağacı vardı.

Dans le temps, il y avait un grand cerisier derrière ma maison.

Tom 300 dönümlük bir Noel ağacı çiftliğinde çalışıyor.

Tom travaille sur une plantation de sapins de Noël de 121 hectares.

Tom, evinin önünde küçük bir şeftali ağacı dikti.

Tom a planté un petit pêcher devant sa maison.

Tom okul tiyatrosunda yeni yıl ağacı rolünü oynadı.

Tom a joué le rôle du sapin de Noël au spectacle de l'école.

Kiraz ağacı bu yıl normalden daha erken çiçek açtı.

Le cerisier fleurit cette année plus tôt que d'habitude.

Bir misk kedisi bu ağacı sahiplenmek için elinden geleni yapıyor.

Une civette palmiste fait son possible pour s'approprier cet arbre.

Tom ve çocukları tüm öğleden sonrayı mükemmel Noel ağacı arayarak geçirdiler.

Tom et ses enfants ont passé tout l'après-midi à chercher le parfait sapin de Noël.

Bir ağacı devirmek için sekiz saatim olsa, ilk altı saati baltayı bilemek için kullanırım.

- Si j'avais huit heures pour couper un arbre, je passerais les six premières heures à aiguiser la hache.
- Si j'avais huit heures pour abattre un arbre, je consacrerais les six premières heures à aiguiser la hache.