Translation of "Ufak" in Finnish

0.013 sec.

Examples of using "Ufak" in a sentence and their finnish translations:

Onun odası çok ufak.

- Hänen huoneensa on todella pieni.
- Hänen huoneensa on erittäin pieni.

Ufak tefek şeyler olur.

- Sellaista sattuu.
- Minkäs teet.

Paraşüt ipine ufak düğümler attım.

Sidoin naruun pieniä solmuja,

Sana ufak bir hediyem var.

Minulla on sinulle pieni lahja.

En ufak bir ipucum yok.

Minulla ei ole pienintäkään johtolankaa.

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

Sen tuhansista pienistä linsseistä koostuvat silmät - kokoavat kaiken saatavilla olevan valon.

Daha ufak bir şey mi baksalar?

Jotain pienempää kenties.

Bu ufak yarasalar, açan çiçeklerin peşinde...

Nämä pienet lepakot muuttavat satoja kilometrejä vuosittain -

Ama bu ufak kemirgen onlardan değil.

mutta ei tämä pikku jyrsijä.

Ufak bir yavru ideal bir kurbandır.

on nuori kuutti erinomainen uhri.

Buradaki çoğu yaratık ufak ve çeviktir.

Useimmat eläimet täällä ovat pieniä ja ketteriä.

Olasılıklar her bir ufak yavrunun aleyhine.

Todennäköisyydet ovat jokaista vastakuoriutunutta vastaan.

Gölgenin ucuna... ...ufak bir taş koyup

Jos laitamme pienen kiven varjon päähän -

En ufak bir fikrim bile yok.

Minulla ei ole minkäänlaista käsitystä.

Ufak yavru kayalarda daha atik hareket ediyor.

Pieni poikanen on ketterämpi kallioilla.

En ufak ışığa karşı bile hassas gözleri...

Hyvin valoherkät silmät -

Hayatını kurtarmak için en ufak vücut teması yeterli.

Pelkkä kosketus riittää pelastamaan sen hengen.

Aşırı hassas antenleri en ufak hareketi algılamaya ayarlı.

Sen tuntosarvet ovat erittäin herkät pienimmällekin liikkeelle.

Yanlarından süzülen ufak yaratıkları yakalamaya yarayan, sokucu dokunaçlar.

Pistävät lonkerot nappaavat pieniä ohi lipuvia olentoja.

Tom bazı ufak meyveler topladı ve onları yedi.

Tom poimi vähän marjoja ja söi ne.

- Ufak detaylar hakkında endişelenme.
- Önemsiz detaylar için üzülme.

Älä murehdi pikkuyksityiskohdista.

Bu ufak çekirge faresi, akrepten uzak dursa iyi eder.

Pienen heinäsirkkahiiren kannattaisi ehkä varoa.

Fakat kulaklarındaki özel kemikler kumdaki en ufak titreşimleri algılar.

Mutta sen korvien erikoisluut rekisteröivät hiekan pienetkin värähtelyt,

Bu ufak, erkek tungara kurbağası sadece bir yüksük boyutunda.

Tämä pienoinen viheltäjäsammakkouros on vain sormustimen kokoinen.

Kıvırcık tarantulanın sekiz ufak gözünün pek ışık algıladığı söylenemez.

Kiharakarvaisen tarantulan kahdeksan silmää näkevät - lähinnä valon ja varjon.

Bilgisayarımın nasıl çalıştığına dair en ufak bir fikrim yok.

Minulla ei ole vähäisintäkään käsitystä siitä miten tietokoneeni toimii.

Doğuştan öfkeli, binlerce leşi olan, neredeyse görünmez, ufak bir gulyabani.

Pikkuinen näkymätön haamu, joka syntyy vihaisena ja tappaa tuhansia.

Ufak bir ahşap bungalovumuz vardı. Suyun en yükseldiği noktanın altındaydı.

Meillä oli pieni puinen bungalow - aivan vesirajassa.

Şu an ufak bir deniz biyoloğu gibi. Çok şey öğrendi.

Hän on kuin pikku meribiologi ja tietää paljon.

Tom'un, Mary'nin neden bahsettiği hakkında en ufak bir fikri yoktu.

Tomilla ei ollut pienintäkään aavistusta siitä, mistä Mari puhui.

Pek çok ufak yaratık en güvenli buldukları bu zamanda ortaya çıkar.

Tällöin moni pikkueläin kokee turvallisimmaksi liikkua.

Sporlarını yaymak için ne vakit ne de en ufak esinti vardır.

Aikaa on vähän, eikä ilma liiku itiöiden levittämiseksi.

Aynı zamanda, sayısız deniz canlısının ana yemek kaynağıdır. En ufak balıktan...

ja lukemattomien merieläinten pääasiallinen ruoan lähde - pikkukaloista -

- Kılı kırk yarıyorsun.
- Sen kılı kırk yarıyorsun.
- İnce eleyip sık dokuyorsun.
- Sen ince eleyip sık dokuyorsun.
- Ufak ayrıntılar üzerinde fazla duruyorsun.
- Sen, ufak ayrıntılar üzerinde fazla duruyorsun.
- Kılı kırk yarıyorsunuz.
- İnce eleyip sık dokuyorsunuz.
- Ufak ayrıntılar üzerinde fazla duruyorsunuz.

- Tuo nyt on hiusten halkomista.
- Eikö tuo nyt mene jo vähän turhan pikkutarkaksi?

- Sergi ufak bir skandala neden oldu.
- Gösteri küçük çaplı bir rezalet çıkardı.

Näyttely aiheutti pienen skandaalin.

Ama beş metrelik hayalet vatozlar bile denizlerdeki en büyük balığın yanında ufak kalır.

Mutta jopa viisimetriset paholaisrauskut kalpenevat meren suurimman kalan rinnalla.

Her ufak davranışı, her türün ne yaptığını ve nasıl etkileşim kurduklarını anlayabilmek için yapılması gereken çok şey var.

jotta opin ymmärtämään pieniä merkkejä ja käytöstä - sekä eri lajeja ja niiden välistä vuorovaikutusta.