Translation of "Yiyecektir" in English

Tom'un tek düşünebileceği yiyecektir.

All Tom can think about is food.

Tom'un şikayetlerinden biri yiyecektir.

One of Tom's complaints is the food.

Dondurma Tom'un sevdiği yiyecektir.

Ice cream was Tom's favorite food.

Bu bir tür yiyecektir.

This is a kind of food.

Tom bizimle yemek yiyecektir.

Tom will eat with us.

Bir zombi beyin, kendisini yiyecektir.

A zombie brain will eat itself.

Meyve bir yiyecektir ve yararlıdır.

Fruit is a food and is good.

Kirpi balığı Japonya'da nefis bir yiyecektir.

Blowfish is a delicacy in Japan.

Kızarmış örümcek, Kamboçya'da bölgesel bir yiyecektir.

Fried spiders are a regional delicacy in Cambodia.

Patates kızartması benim en sevdiğim yiyecektir.

Chips are my favorite food.

Süzme peynir benim en sevdiğim yiyecektir.

Cottage cheese is my favorite food.

Tom eve gelir gelmez yemek yiyecektir.

Tom is going to eat as soon as he gets home.

Tom pişirilirse soğan yiyecektir, ancak çiğ soğan yemiyor.

Tom will eat onions if they've been cooked, but he doesn't eat raw onions.

Ekmek dünyada en sade ve en eski yiyecektir.

Bread is the simplest and oldest food in the world.

Tom ona verdiğin hemen hemen her şeyi yiyecektir.

- Tom will eat just about anything you give him.
- Tom will eat just about anything that you give him.

Tom sarhoş olduğunda ayıkken yemeyeceği bir sürü şeyi yiyecektir.

When Tom gets drunk, he'll eat a lot of things that he wouldn't eat when he's sober.