Translation of "Yataktan" in English

Yataktan kalktığında

She got out of bed

Yataktan çık.

- Get out of bed!
- Get out of bed.

Yataktan çıkmamalısın.

You shouldn't be out of bed.

Yataktan kalk.

Get up out of bed.

Yataktan yuvarlandım.

I rolled out of bed.

Yataktan kalktı.

She got out of bed.

- Tom yataktan çıktı.
- Tom yataktan kalktı.

Tom got out of bed.

- Sami yataktan hopladı.
- Sami yataktan sıçradı.

Sami hopped from the bed.

Tom yataktan fırladı.

- Tom jumped out of bed.
- Tom leaped out of bed.

O, yataktan yuvarlandı.

He rolled off the bed.

Ben yataktan fırladım.

I sprang out of bed.

O, yataktan kalktı.

He leapt out of bed.

Yataktan kalkmak istemedim.

I didn't want to get out of bed.

Ben yataktan çıktım.

I got out of bed.

O yataktan çıktı.

He got out of bed.

Tom yataktan düştü.

Tom fell out of bed.

Şimdi yataktan çıkmak istemiyorum.

I don't want to get out of bed.

Tom yataktan çıkmak istemiyor.

Tom doesn't want to get out of bed.

O, yataktan çıkmak istemiyor.

- He doesn't want to get out of bed.
- She doesn't want to get out of bed.

Onlar yataktan çıkmak istemiyor.

They don't want to get out of bed.

O, sürünerek yataktan çıktı.

He crawled out of bed.

Tom yataktan çıkmak istemedi.

Tom didn't want to get out of bed.

Güneş yükseldiğinde yataktan kalkacağım.

When the sun comes up, I'll get out of bed.

Orada nasıl yataktan kalktın?

How did you get up there?

Yataktan çıkman gerekiyor mu?

Should you be out of bed?

Dün gece yataktan yuvarlandım.

I rolled out of bed last night.

Tom beni yataktan çıkarttı.

Tom made me get out of bed.

Tom yataktan sürünerek çıktı.

Tom crawled out of bed.

Tom yataktan dışarı fırladı.

Tom leapt out of bed.

Yataktan kalkamayacak kadar güçsüzdüm.

I was too weak to get out of bed.

Yataktan çıktım ve giyindim.

I crawled out of bed and got dressed.

Şafaktan önce yataktan kalkmıştım.

I was up before dawn.

Yataktan vücut kokusu yayılıyordu.

The bed was stinking of body odor.

Sami hemen yataktan çıktı.

Sami immediately got out of bed.

Tom yataktan çıktı ve giyindi.

Tom got out of bed and got dressed.

Soğuk sabahlarda yataktan çıkmak zordur.

It's difficult to get out of bed on cold mornings.

Bu sabah yataktan çıkmam zordu.

It was hard for me to get out of bed this morning.

Bu sabah yataktan çıkmak zordu.

Getting out of bed this morning was hard.

O zar zor yataktan kalkabildi.

She barely was able to get out of bed.

Dün yataktan zar zor çıkabildim.

I could barely get out of bed yesterday.

Tom'a yataktan kalkması gerektiğini söyle.

Tell Tom he has to get out of bed.

Tom zar zor yataktan çıkabildi.

Tom was barely able to get out of bed.

Dün saat kaçta yataktan çıktın?

What time did you get out of bed yesterday?

Annem yataktan kalkmak gerektiğini söylüyor.

Mom says you should get out of bed.

Yataktan çıktım ve giysilerimi giydim.

- I crawled out of bed and put on my clothes.
- I crawled out of bed and got dressed.

Sami, iyileşmek istiyorsa yataktan çıkmayacak.

Sami has to stay in bed if he wants to recuperate.

Sami yataktan bir yastık aldı.

Sami took a pillow off the bed.

Bu sabah yataktan zor kalktım.

I had trouble getting out of bed this morning.

Doktoru tarafından yataktan çıkmaması söylendi.

He was told by his doctor to remain in bed.

Tom her sabah altıda yataktan kalktı.

Tom got out of bed every morning at 6 am.

Bazen sabahleyin yalnızca yataktan çıkmak istemem.

I sometimes just don't want to get out of bed in the morning.

Onu yataktan dışarıya sürüklemek zorunda kaldım.

I had to drag him out of bed.

Tom yataktan kalkacak güce sahip olmayabilir.

Tom might not have the strength to get out of bed.

Yataktan kalkmak için hâlâ çok güçsüzüm.

I'm still too weak to get out of bed.

Tom yataktan kalkmak istedi ama kalkamadı.

Tom wanted to get out of bed, but he couldn't.

Bu sabah yataktan çıktığımda başım ağrıyordu.

When I got out of bed this morning, I had a headache.

Tom yataktan kalktı ve ışığı yaktı.

Tom got out of bed and turned on the light.

Tom öğleden sonrasına kadar yataktan çıkmadı.

Tom didn't get out of bed until after noon.

Tom yataktan kalkmak için çok hastaydı.

Tom was too sick to get out of bed.

Az önce yataktan kalkmışsın gibi görünüyorsun.

You look like you just rolled out of bed.

Bu sabah uyandığımda yataktan kalkmak istemedim.

When I woke us this morning, I didn't want to get out of bed.

Bu sabah canım yataktan kalkmak istemedim.

I didn't feel like getting out of bed this morning.

İyileşmek istiyorsa Mary'nin yataktan kalkmaması lazım.

Mary needs to stay in bed if she wants to recuperate.

Yataktan çıkmanın zamanı geldiğini düşünmüyor musun?

Don't you think it's time to get out of bed?

Her gün yataktan kalkıp heyecanla işime gidiyorum.

I wake up every day, and I'm so excited to go to work.

Garip bir ses duydu ve yataktan fırladı.

He heard a strange sound and sprang out of bed.

Ben yataktan kalktım ve iyi bir gerindim.

I got out of bed and had a good stretch.

Onun felci ilerliyor ve yakında yataktan çıkamayacak.

His paralysis is progressing, and soon he won't be able to get out of bed.

Tom yataktan kalktı ve hızla elbiselerini giydi.

Tom got out of bed and quickly put on his clothes.

Tom her sabah 2.30'da yataktan kalktı.

Tom got out of bed at 2:30 every morning.

O, garip bir ses işitince yataktan fırladı.

Hearing a strange noise, he jumped out of bed.

Tom sessizce yataktan çıktı ve mutfağa gitti.

Tom slipped quietly out of bed and went into the kitchen.

Yaşlı kadın yataktan çıkamayacak kadar çok zayıf.

The old woman is too weak to get out of bed.

Ben yataktan çıktığımda, zaten güneş gökyüzünde yüksekti.

When I got out of bed, the sun was already high in the sky.

Sağlığına kavuşmak istiyorsa Tom'un yataktan kalkmaması gerekiyor.

Tom needs to stay in bed if he wants to recuperate.

Bu sabah yataktan çıkman zordu, değil mi?

It was hard for you to get out of bed this morning, wasn't it?

Yataktan hızlı kalkınca genelde başınız dönüyor mu?

Do you often become dizzy if you get up from bed quickly?

Bir gün yataktan bir uyanıyoruz dışarıya bir bakıyoruz

one day we wake up from bed we look outside

Yataktan çıkacak kadar yeterince iyi olduğundan emin misin?

Are you sure you're well enough to be out of bed?

Tom yataktan dışarıya fırladı ve pencereye doğru koştu.

Tom jumped out of bed and ran to the window.

Ben altıda uyanırım ama yediye kadar yataktan çıkmam.

I wake up at six, but I don't get out of bed until seven.

Tom yataktan kalkamayacak kadar çok hasta olduğunu söylüyor.

Tom says he's too sick to get out of bed.

Günaydın Haruki! Saçların daha yeni yataktan kalkmışsın gibi duruyor.

- Morning, Haruki. You've got bed hair.
- Good morning, Haruki. Your hair got messed up while you were sleeping.
- Good morning, Haruki. Your hair looks like you just got out of bed.

Tom yataktan çarşafları çekti ve onları çamaşır makinesine koydu.

- Tom took the sheets off the bed and put them into the washing machine.
- Tom took the sheets off the bed and put them in the washing machine.

Tom bu sabah her zamankinden daha sonra yataktan kalktı.

Tom got out of bed this morning later than usual.

O tuhaf bir gürültü duydu, bu yüzden yataktan dışarı fırladı.

- Hearing a strange noise, he jumped out of bed.
- He heard a strange noise, so he jumped out of bed.

Sabahleyin seni bu kadar erken yataktan dışarıya sürüklediğim için üzgünüm.

I'm sorry for dragging you out of bed so early in the morning.

O, gözlerini açtı, ona baktı ve sonra yataktan dışarı atladı.

He opened his eyes, looked about him and then jumped out of the bed.

- Tüm gün yatakta durmak istedim.
- Bütün gün yataktan çıkasım gelmedi.

I wanted to stay in bed all day.

Tom, yataktan kalktı pencereye doğru yürüdü ve güneş doğarken dışarı baktı.

Tom got out of bed, walked over to the window and looked out at the sunrise.

Bir horozun öttüğünü duydum ve yakında yataktan çıkmak zorunda kalacağımı biliyordum.

I heard a rooster crow and knew I'd soon have to get out of bed.

Tom köpeğinin havladığını duydu, bu yüzden işleri kontrol etmek için yataktan çıktı.

Tom heard his dog barking, so he got out of bed to check things out.

Tom genellikle yaklaşık altı buçukta uyanır ama genellikle yediye kadar yataktan çıkmaz.

Tom usually wakes up at about six-thirty, but he doesn't usually get out of bed until seven.

Alarmım saat 6.30'da çaldı ama saat 7'ye kadar yataktan kalkmadım.

My alarm went off at 6:30, but I didn't get out of bed until 7:00.

İnsanların çoğu bunu yapmak zorunda olsalar bile yataktan erken kalkma konusunda çok isteksizdirler.

Most people have a great disinclination to get out of bed early, even if they have to.