Translation of "Yakacak" in English

Yakacak bir şey yoktu.

There was nothing to burn.

Tom yakacak odun kırıyor.

Tom is chopping firewood.

Yakacak odun için sandalyeyi kırdı.

He broke up the chair for firewood.

Tom biraz yakacak odun kesti.

Tom chopped some firewood.

Daha çok yakacak oduna ihtiyacımız var.

We need more firewood.

Tom baltasıyla biraz yakacak odun kırdı.

- Tom chopped some firewood with his axe.
- Tom chopped some firewood with his ax.

Neden dışarı çıkıp biraz yakacak odun getirmiyorsun?

Why don't you go out and get some firewood?

Tom bütün sabahı yakacak odun istifleyerek geçirdi.

Tom spent all morning stacking firewood.

Tom bütün öğleden sonra yakacak odun doğradı.

Tom chopped firewood all afternoon.

Tom yakacak odunu evin arkasına istif etti.

Tom stacked the firewood behind the house.

Tom yakacak odunu odunluğun içine istif etti.

Tom stacked the firewood inside the woodshed.

Biraz da beyinleri yakacak bilimsel verilere ne dersiniz?

How about the scientific data that will burn the brains a bit?

Tom onun için biraz yakacak odun almamı istedi.

Tom wanted me to buy some firewood for him.

Bizde para üşümesin diye kızını yakacak insanlar da var

We also have people who will burn her daughter so that the money does not get cold.

Üşümesin diye ateş yakacak fakat odun yoktu o an ile

It will light a fire so that it does not get cold but there was no wood at that moment

Tom yakacak odunları ayırmak için benden ona yardım etmemi istedi.

Tom asked me to help him split firewood.

Tom kışı geçirmek için yeterli yakacak odunu olup olmadığını merak etti.

Tom wondered if he had enough firewood to make it through the winter.