Translation of "Tepede" in English

Güneş tepede.

The sun is up.

Ev tepede duruyordu.

The house stood on the hill.

O, tepede duruyor.

He is standing on the hill.

Okul bir tepede.

The school is on a hill.

Tepede bir ev var.

There is a house on the hill.

Yaşlı adam tepede durdu.

The old man stood on the hill.

O tepede kayak yapabilirsin.

You can ski on that hill.

Onun villası tepede oturuyor.

Her villa sits on the hill.

Tepede bir kale vardı.

There used to be a castle on the hill.

Tepede öldürülen adam kimdi?

Who was the man killed on the hill?

Manzara araştırırken tepede durdu.

He stood on the hill surveying the landscape.

Tepede meşe ağaçları var mı?

Are there oak trees on the hill?

Bu tepede bir kale vardı.

There used to be a castle on this hill.

- Tepede durdular.
- Tepenin üstünde durdu.

- They stood on the top of the hill.
- They stood on the hilltop.

Tepede duran ev çok eski.

The house standing on the hill is very old.

Tepede bir yel değirmeni var.

There is a windmill on the hill.

Bu tepede milyonlarca yıldız görebilirsin.

You can see millions of stars on this hill.

Köpekli birisi, tepede bayağı yavaştı.

The person with the dog was so slow on the hill.

Tom o tepede orada yaşıyor.

Tom lives over there on that hill.

Tepede bir sürü bodur ağaçlar büyümektedir.

Lots of low trees grow on the hill.

Bu tepede küçük bir kale vardı.

There used to be a small castle on this hill.

Kule tepede önemli bir yer işgal etti.

The tower occupied a prominent spot on the ridge.

Yeni yolun tepede yaşayan insanlara faydası olacaktır.

The new road will benefit the people living in the hills.

Ama bu tepede onu koruyacak pek yetişkin yok.

But up here, there are fewer adults to protect her.

Ama en tepede hiçbir rahatlama ve hayır bulmazlar. Su.

But at the top they find no relief and no water.

Kışın evimize yakın küçük bir tepede kızakla kaymayı seviyorum.

In the winter, I like to sled down the small hill close to our home.

Bazı insanlar tepede bir ev sahibi olmayı hayal ediyor.

Some people dream of having a house on a hill.

Ancak bir kadının en tepede yer aldığından asla emin olmadım.

though I never did make sure a woman was in the top spot.

İki gün sonra Hannibal birliklerini tepede topladı ve İtalya panoramasını onlara gösterdi.

Two days later Hannibal rallies his troops at the top and points to the panorama of Italy below.

Ailemin evi birinin oradan doğuda dağları ve kuzeyde okyanusu görebileceği yüksek bir tepede yer almaktadır.

My parents' house is located high on a hill from which one can see the mountains in the east and the ocean in the north.

Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor.

That little house looks just like the little house my grandmother lived in when she was a little girl, on a hill covered with daisies and apple trees growing around.