Translation of "Sebzeleri" in English

Sebzeleri yıkadım.

I washed the vegetables.

Sebzeleri pişirmem gerek.

I have to cook the vegetables.

Sebzeleri süzgece koyun.

Put the vegetables in the strainer.

Hangi sebzeleri seviyorsun?

What vegetables do you like?

Sebzeleri tamamen unuttum.

I completely forgot the vegetables.

Bazı çocuklar sebzeleri sevmez.

- Some children do not like vegetables.
- Some children don't like vegetables.

Onların işi sebzeleri kesmek.

Their job is to cut the vegetables.

Genellikle hangi sebzeleri yetiştirirsin?

What vegetables do you usually grow?

Hangi sebzeleri almak istiyorsun?

What vegetables do you want to buy?

O, ona sebzeleri yedirdi.

She got him to eat his vegetables.

Çocuklarına sebzeleri nasıl yedirirsin?

How do you get your children to eat vegetables?

- O, lahana hariç tüm sebzeleri seviyor.
- Lahana dışında tüm sebzeleri sever.

He likes all vegetables except cabbage.

Meyve ve sebzeleri düşünmenizi istiyorum.

add up all the fruits and vegetables that you've eaten.

Tom mutfakta, bazı sebzeleri dilimliyor.

Tom is in the kitchen, cutting up some vegetables.

Ben yalnızca taze sebzeleri yerim.

I eat only fresh vegetables.

Sadece kendi yetiştirdiğim sebzeleri yerim.

I only eat vegetables that I grow myself.

O, sebzeleri sever, özellikle lahanayı.

He likes vegetables, especially cabbage.

Lahana hariç tüm sebzeleri severim.

I like all vegetables except for cabbage.

Tom yediği tüm sebzeleri yetiştirir.

Tom grows all the vegetables he eats.

Tom sadece kendi yetiştirdiği sebzeleri yer.

Tom only eats vegetables that he grows himself.

Tom lahana hariç bütün sebzeleri sever.

Tom likes all vegetables except cabbage.

Sebzeleri hâlâ zeytinyağlı salamurada bırakıyor musun?

Are you still marinating the vegetables?

Sebzeleri çok pişirmemek için dikkatli olun.

Be careful not to overcook the vegetables.

O, lahana dışındaki tüm sebzeleri sever.

She likes all vegetables except cabbage.

Mary lahana hariç tüm sebzeleri sever.

Mary likes all vegetables except cabbage.

Biz lahana hariç tüm sebzeleri severiz.

We like all vegetables except cabbage.

Onlar lahana dışındaki tüm sebzeleri severler.

They like all vegetables except cabbage.

Salata için sebzeleri doğramana yardım edeyim.

Let me help you cut up vegetables for the salad.

Sen sebzeleri yıka, ben meyveleri yıkayacağım.

You wash the vegetables, I'll wash the fruit.

Ben bizim yetiştirmediğimiz sebzeleri asla yemediğimizi hatırlıyorum.

I remember when we used to never eat vegetables that we didn't grow ourselves.

Tom sebzeleri keserken parmağını bir bıçakla kesti.

Tom cut his finger with a knife while he cut vegetables.

Tom sebzeleri keserken parmağının bir kısmını kesti.

While Tom cut vegetables he cut off a part of his finger.

Sen sebzeleri yıka, ben de meyveleri yıkayacağım.

You wash the vegetables and I'll wash the fruit.

Tom, sebzeleri kaynatmak yerine onları buharda pişirmemi önerdi.

- Tom suggested that I steam vegetables rather than boil them.
- Tom suggested I steam vegetables rather than boil them.

Sadece sezon sebzeleri yiyen çok zengin bir kız tanıyorum.

I know a very rich girl who only eats seasonal vegetables.

Muhtemelen genetiği değiştirilmiş meyve ve sebzeleri, bilmeden her zaman yersiniz.

You probably eat genetically modified fruits and vegetables all the time without knowing it.

Tom Mary'nin sebzeleri kesmesi için ona verdiği yeni bıçağı kullandı.

Tom used the new knife Mary had given him to cut the vegetables.

Sebzeleri yeme yerine, o, onları bir doğrayıcıya koyar ve onları içer.

Instead of eating vegetables, he puts them in a blender and drinks them.

Tom bahçeden öğle yemeği hazırlamak için Mary'nin ihtiyacı olan tüm sebzeleri aldı.

Tom got all the vegetables that Mary needs to prepare lunch from the garden.

O, mutfağa kadar beni takip etti ve bir bıçak aldı. Daha sonra sebzeleri kesmeye başladı.

She followed me into the kitchen and picked up a knife. She then started cutting vegetables.