Translation of "Oğlana" in English

Oğlana ne deniliyordu?

What was the boy called?

Oğlana bahşiş bırakmak lazım.

We must leave a tip for the waiter.

Ben o oğlana bakmıyordum.

I was not looking at that boy.

Mary sarışın saçlı oğlana aşık.

Mary is in love with the boy with blond hair.

- Oğlana gönderilen mektupta enteresan bir hikâye vardı.
- Oğlana gönderilen mektupta ilginç bir hikâye vardı.
- Oğlana gönderilen mektupta enteresan bir öykü vardı.
- Oğlana gönderilen mektupta ilginç bir öykü vardı.

There was an interesting story in the letter to the boy.

Onların ikisi de aynı oğlana aşıklar.

They're both in love with the same guy.

Tom, Mary'nin bir oğlana benzediğini söyledi.

Tom said that Mary looks like a boy.

Mary, sınıfından Tom adındaki yakışıklı bir oğlana aşık.

Mary is in love with a handsome boy from her class named Tom.

Oğlana kuyudan su taşımak için bir elek verdi.

She gave the boy a sieve in which to carry water from the well.

Onlar Hindistanlı bir kıza ve İtalyalı bir oğlana bakıyorlardı.

They were taking care of a girl from India and a boy from Italy.

Hediyeyi kime vereceğim hakkında emin değilim- oğlana mı yoksa kıza mı?

I'm not sure about who to give the present to - the boy, or the girl?