Translation of "Meksikalı" in English

0.008 sec.

Examples of using "Meksikalı" in a sentence and their english translations:

O, Meksikalı.

She's from Mexico.

Meksikalı değilsin, değil mi?

You are not from Mexico, are you?

Frida Kahlo, Meksikalı bir ressamdı.

Frida Kahlo was a Mexican painter.

Bir Meksikalı ona İspanyolca öğretti.

A Mexican taught him Spanish.

- Sami, Meksikalı bir göçmen gibi davranıyordu.
- Sami, Meksikalı bir göçmen numarası yapıyordu.

Sami pretended to be a Mexican immigrant.

Luis Leal, Meksikalı-Amerikalı bir yazardı.

Luis Leal was a Mexican-American writer.

Onun eylemleri büyük ölçüde Meksikalı liderleri kızdırdı.

His actions greatly angered Mexican leaders.

Dünya Kupası finalinin hakemliğini bir Meksikalı doktor yapacak.

The World Cup final wil be refereed by a Mexican doctor.

"Sen Meksikalı değil misin?" "Evet, gerçi şimdi Arjantin'de yaşıyorum."

"Aren't you Mexican?" "Yes, though now I live in Argentina."

Ve bu, Tara Humara Kabilesi denen Meksikalı koşucuların susuzluk hislerini azaltmak için

and this is something that the Mexican runners, called the Tara Humara tribe,

Bir İngiliz, İskoç, İrlandalı, Galli, Gurka, Leton, Türk, Avustralyalı, Alman, Amerikalı, Mısırlı, Japon, Meksikalı, İspanyol, Rus, Leh, Litvan, Ürdünlü, Yeni Zelandalı, İsveçli, Fin, İsrailli, Rumen, Bulgar, Sırp, İsviçreli, Yunan, Singapurlu, İtalyan, Norveçli, Arjantinli, Libyalı ve Güney Afrikalı bir gece kulübüne gitmişler. Kulüp fedaisi de “Üzgünüm, bir Taylandlı olmadan içeri girmenize izin veremem.” demiş.

An Englishman, a Scotsman, an Irishman, a Welshman, a Gurkha, a Latvian, a Turk, an Aussie, a German, an American, an Egyptian, a Japanese, a Mexican, a Spaniard, a Russian, a Pole, a Lithuanian, a Jordanian, a Kiwi, a Swede, a Finn, an Israeli, a Romanian, a Bulgarian, a Serb, a Swiss, a Greek, a Singaporean, an Italian, a Norwegian, an Argentinian, a Libyan and a South African went to a night club. The bouncer said: "Sorry, I can't let you in without a Thai."