Translation of "Koşmayı" in English

0.004 sec.

Examples of using "Koşmayı" in a sentence and their english translations:

Koşmayı sevmiyorum.

I don't like running.

Koşmayı bırak.

Stop running.

Ben koşmayı severim.

- I like to run.
- I like running.

O koşmayı sever.

She loves to run.

Tom koşmayı sever.

Tom likes to run.

Neden koşmayı denemiyorsun?

Why not try jogging?

Koşmayı sever misin?

- Do you like running?
- Do you like to run?

Tom koşmayı durdurdu.

- Tom stopped running.
- Tom quit running.

Tom koşmayı severdi.

Tom loved running.

Tom koşmayı bıraktı.

Tom quit running.

Yağmurda koşmayı seviyorum.

I like running in the rain.

Yağmur yağdığında koşmayı seviyorum.

I like running when it rains.

Rüzgârın altında koşmayı severim.

I like running in the rain.

Koşmayı bitirdikten sonra, o mutluydu.

When he finished running, he was happy.

Tom koşmayı bırakıp soluklanmaya çalıştı.

Tom stopped running and tried to catch his breath.

- O koşmayı sever.
- O çalıştırmayı seviyor.

He likes to run.

Her sabah koşmayı bir kural yaparım.

I make it a rule to jog every morning.

Bütün çocuklar koşmayı ve zıplamayı seviyorlar.

All children love to run and skip.

Koşmayı dünyada her şeyden daha çok seviyorum.

I love to jog more than anything else in the world.

Ben uluslararası finansta bir kariyer peşinde koşmayı planlıyorum.

I plan to pursue a career in international finance.

- Koşmayı bırak, yürüyemiyorum bile.
- Koşmak şöyle dursun, yürüyemiyorum bile.

I can't even walk, let alone run.

Hangisini daha çok seversin, bisiklet sürmeyi mi yoksa koşmayı mı?

Which do you like better, cycling or jogging?