Translation of "Içerisinde" in English

0.009 sec.

Examples of using "Içerisinde" in a sentence and their english translations:

Içerisinde bulunduğumuz

listening to the body,

Son yıllar içerisinde,

For the last few years,

O yoklar içerisinde

he's not in it

Soğurken, içerisinde bulunan

as it cools down,

İnanıyorum ki karanlığın içerisinde,

I believe that in the darkness,

Bir saat içerisinde gideceğiz.

- We will leave in an hour.
- We'll leave in an hour.

Dört saat içerisinde varacağım.

I will arrive in four hours.

Telaş içerisinde terk etti.

He left in a rush.

Içinizdeki bu huzuru gün içerisinde

just be determined to bring this inner peace with you

Konveksiyonel hareketler yapıyor magma içerisinde

doing convective movements in magma

Yine kendi içerisinde kırılmalar oluşturdu

again created breaks in itself

O yoklar içerisinde Apple'ı kurdu

He founded Apple in the absence

Büyük bir dehşet içerisinde inceliyor

examines in great horror

48 saat içerisinde hastaneye çevirip

Turn to hospital within 48 hours

O, on dakika içerisinde gelecek.

- He'll be along in ten minutes.
- He'll be there in ten minutes.

O zaman içerisinde gerçekleri öğrenecek.

He will learn the facts in the course of time.

30 dakika içerisinde beni göreceksin.

You'll see me in 30 minutes.

Kırk dakika içerisinde dersten çıkacaklar.

They'll get out of class in forty minutes.

Tom üç gün içerisinde asılacak.

Tom is going to be executed in three days.

Kendini acı içerisinde yere attı.

He threw himself down on the ground in pain.

On dakika içerisinde orada olacak.

- He'll be along in ten minutes.
- He'll be there in ten minutes.

Otuz dakika içerisinde orada olacağız.

We'll be there in thirty minutes.

Birkaç dakika içerisinde onları arayacağım.

I'll call them in a few minutes.

Birkaç dakika içerisinde onu arayacağım.

I'll call him in a few minutes.

Konuşmanızı bir dakika içerisinde bağlayacağım.

I'll put your call through in a minute.

Bir dakika içerisinde orada olacağım.

I'll be there in a minute.

Kuzenlerim birkaç gün içerisinde geliyorlar.

My cousins are coming in a few days.

On dakika içerisinde işim bitecek.

I will be free in ten minutes.

Birkaç dakika içerisinde hazır olacağım.

I'll be ready in a few moments.

Içerisinde mozaikler mevcuttur ve birçok işlemeler

there are mosaics inside and many embroideries

Yani yine kedi içerisinde çeşitlilik gösteriyor

so again it varies within the cat

30 gün içerisinde paranı iade alıyorsun

You get your money back in 30 days

Uzay mekiğinin içerisinde bir insanla beraber

With a person in the space shuttle

Içerisinde bulunduğu gezegenlerin çekim kuvvetinden kaynaklı

caused by the gravitational force of the planets it is in.

Mavi elbise içerisinde çok iyi görünüyorsun

You look very good in blue.

Bu birkaç aylık zaman içerisinde unutulacak.

It'll be forgotten in a few months' time.

Ben yaklaşık bir saat içerisinde döneceğim.

I'll be back in an hour or so.

Elektrik birkaç dakika içerisinde tekrar geldi.

The electricity came on again in a few minutes.

O, on dakika içerisinde geri gelecek.

He will be back in ten minutes.

Bu kutunun içerisinde bir şey var.

There's something inside this box.

Tom üç günlük zaman içerisinde gidiyor.

Tom is leaving in three days time.

B, A’nın içerisinde olan herşeyi içerir.

B should contain everything contained in A."

On beş dakika içerisinde orada olacağım.

I'll be there in fifteen minutes.

Yaklaşık otuz dakika içerisinde orada olmalıyız.

We should be there in about thirty minutes.

Tom genellikle telaş içerisinde yemek yer.

Tom usually eats in a rush.

Sorunu büyümeden halletmeyi zaman içerisinde öğreneceksiniz.

You'll learn in time that a stitch in time saves nine.

Bu yıllar içerisinde ölümsüz şiirler yazdı.

During these years he wrote immortal poems.

İki dakika içerisinde arabamızın benzini biter.

Our car will run out of petrol in 2 minutes.

Tom evinin içerisinde kim olduğunu biliyordu.

Tom knew who was inside his house.

On yıl içerisinde ilk kez uçağa bindi.

he's flown on a plane for the first time in a decade,

Terapötik ortam içerisinde yüksek dozda psilosibin verildi.

were given a high dose of psilocybin in a therapeutic setting.

O sınıfın kısa süre içerisinde yaptıklarını yapabilecek,

If there is another primary school class in the world that could do

Ay, yıllar boyunca sinesti içerisinde yörüngeye oturabilirdi,

The Moon could have orbited inside the synestia for years,

Dünyada etrafımda olup bitenler içerisinde neyi kaçırıyorum?

What else am I missing in the world around me?

Ve bir sinek üzerine konduğunda yaprağın içerisinde

and we're going to take a look at what happens inside the leaf

Birkaç yıl içerisinde biz o bilgisayarı yapabiliriz

we can build that computer in a few years

O yoklar içerisinde şirket kuruldu ya hani

In those absences, the company was founded.

Eğer bu süreç içerisinde hastalık belirtisi olursa

If there is a sign of disease in this process

Birkaç ay içerisinde İngilizceyi akıcı olarak konuşabileceksin.

You will be able to speak fluent English in another few months.

Bütün konular içerisinde en çok İngilizceyi severim.

I like English best of all subjects.

Seni yirmi dakika içerisinde geri arayabilir miyim?

- Can I call you back in twenty minutes?
- Can I call you back within twenty minutes?

Evet, bir dakika içerisinde seninle birlikte olacak.

Yes, she'll be with you in a minute.

Birkaç yıl içerisinde Japonyayı tekrar ziyaret edeceğim.

I'll be visiting Japan again in a few years.

Tom iki gün içerisinde apartmanını boşaltmak zorundaydı.

Tom had to empty his apartment in two days.

On yıl içerisinde Tom'un sekiz işi oldu.

Tom has had eight jobs in ten years.

Son birkaç gün içerisinde onunla konuştun mu?

Have you spoke to him in the past few days?

Mary'nin üç hafta içerisinde öleceğini hiçbirimiz bilemezdik.

Little did any of us know that Mary would be dead within three weeks.

Bir ya da iki gün içerisinde görüşürüz.

I'll see you in a day or two.

Yüzüncü doğum gününde birkaç gün içerisinde öldü.

He died within a few days of his hundredth birthday.

Tom bir kano içerisinde nehrin aşağısına gitti.

Tom went down the river in a canoe.

Tom Mary'nin maviler içerisinde muhteşem göründüğünü düşünüyor.

- Tom thinks Mary looks great in blue.
- Tom thinks that Mary looks great in blue.

Tom on beş dakika içerisinde burada olmalı.

Tom should be here within fifteen minutes.

Mary bunu üç saat içerisinde yapamayacağını söyledi.

Mary said she wouldn't be able to do that in three hours.

Ve önümüzdeki beş yıl içerisinde üzüntü duyabileceğimizi söyledi.

and told us that we could expect to write off the next five years to grief.

Oort bulutunun içerisinde kuyruklu yıldızlar hareketli halde geziyor

Comets roam moving in the Oort cloud

Kıtanın içerisinde parçalanan kısımlara ise biz levha diyoruz

we call the parts that are shattered in the continent

İki lise öğrecisi Tom'u döğüp çürükler içerisinde bıraktılar.

Two high school boys beat Tom black and blue.

İşi bir hafta içerisinde bitirmen gerektiğini aklından çıkarma.

Be sure to keep in mind that you're supposed to complete the work within a week.

Tüm bu parayı üç ay içerisinde harcamış olacağım.

I will have spent all this money in three months.

Lütfen bugünden itibaren iki hafta içerisinde tekrar gel.

Please come again two weeks from today.

Belki bir aylık zaman içerisinde akıcı şekilde konuşabileceğim.

Maybe I'll be able to speak fluently in a month's time.

İki ya da üç dakika içerisinde onu bitireceğim.

I'll finish it in two or three minutes.

Van içerisinde bu kutu için yer var mı?

- Is there place for this box in the van?
- Is there place for this box inside the van?

Çoğu durumda üç iş günü içerisinde teslim edebiliyoruz.

In most cases, we can deliver within three business days.

Arabayı ne zaman yıkayacaksın?- Sanırım bu hafta içerisinde.

"When will you wash your car?" "Sometime this week, I think."

Bu, otuz yıl içerisinde yaşadığımız en soğuk kıştır.

This is the coldest winter that we have had in thirty years.

En iyi balık bile üç gün içerisinde kokar.

Even the best fish smell when they are three days old.

Dünya genelinde ve zaman içerisinde bireysel seviyede neler oluyor?

What happens at the individual level adds up across the world and over time.

Büyük bir mücadele içerisinde, şehirler buraların etrafına inşa ediliyor,

under great contestation with massive resources,

Neyse ki istenmeyen gebelik oranı son birkaç yıl içerisinde

Happily, the rate of unintended pregnancy has fallen in the last few years

Ama yinede evin içerisinde kadın biraz daha hakim konuya

But still, the woman in the house is a bit more dominant.

Türkiye de bulunan siteler bu kelimeleri de içerisinde bulundurdu.

Turkey was also found in sites contain these words.

İki ya da üç dakika içerisinde onu bitirmeyi planlıyorum.

I plan to finish it in two or three minutes.

Son üç hafta içerisinde Tom, Mary'ye birkaç hediye aldı.

Tom has given Mary several gifts in the past three weeks.

Kapalı bir sistem içerisinde bulunan enerjilerin toplamı sabit kalır.

In a closed system the sum of the contained energies remains constant.

Birkaç gün içerisinde, Japonya, Amerikan Guam adasını ele geçirdi.

Within days, Japan captured the American island of Guam.

Görünüşe göre, biz iki ay içerisinde bir artış alacağız.

Apparently, we'll be getting a raise within two months.

Telefon aramasından sonra üç dakika içerisinde polisler Tom'un kapısındaydılar.

The police were at Tom's door within three minutes after the phone call.