Translation of "Harcadım" in English

0.014 sec.

Examples of using "Harcadım" in a sentence and their english translations:

Paramı boşa harcadım.

I've wasted my money.

Mirasımı çoktan harcadım.

I've already spent my inheritance.

Bütün paramı harcadım.

I've spent all my money.

Ben çok harcadım.

I've spent a lot.

- Tüm paramı zaten harcadım.
- Zaten tüm paramı harcadım.

I've already spent all my money.

Ben bütün parayı harcadım.

I've spent all the money.

Kitaplara on dolar harcadım.

I spent ten dollars on books.

Bütün haftayı Boston'da harcadım.

I spent the whole week in Boston.

Evime çok para harcadım.

I have spent a lot of money on my house.

Zamanımı sokaklarda dolaşarak harcadım.

I spent my time strolling about the streets.

Bütün dünü Tom'la harcadım.

I spent all yesterday with Tom.

Neredeyse bütün paramı harcadım.

I've spent almost all my money.

Bugün 100 dolar harcadım.

I spent 100 dollars today.

Kumarhanelerde çok zaman harcadım.

I've spent a lot of time in casinos.

Telefonda çok zaman harcadım.

I spend a lot of time on the phone.

Dün çok para harcadım.

I spent a lot of money yesterday.

Harçlığımı daha önce harcadım.

I've already spent my allowance.

Senin sayende bütün paramı harcadım.

Thanks to you, I spent all my money.

Problemi çözmeye iki saat harcadım.

I spent two hours solving the problem.

Onun için 10 dolar harcadım.

I spent 10 dollars on it.

Müzik dinlemeye çok zaman harcadım.

I spent a lot of time listening to music.

Müzik dinleyerek çok zaman harcadım.

I spend a lot of time listening to music.

Bir günde 500 dolar harcadım.

I've spent 500 dollars in one day.

Tüm sabahı odamı temizlemekle harcadım.

I've spent the entire morning cleaning my room.

Ben sadece üç dolar harcadım.

I only spent three dollars.

O projeye tüm enerjimi harcadım.

I spent all my energy on that project.

Bütün haftayı bu konuda harcadım.

I spent all week on this.

Bütün paramı aptalca şeylere harcadım.

I spent all my money on stupid stuff.

Ben günde 500 dolar harcadım.

I have spent 500 dollars per day.

Onu aramak için saatler harcadım.

We spent hours looking for it.

Fransızca öğrenmeye çok zaman harcadım.

I spent a lot of time studying French.

Bana verdiğin tüm parayı harcadım.

I've spent all the money you gave me.

- Nihayetinde bana verdiğin tüm parayı harcadım.
- Nihayetinde bana verdiğin paranın tamamını harcadım.

I've finally spent all the money that you gave me.

Yeni bir CD'ye 3000 yen harcadım.

I spent 3000 yen on a new CD.

Çok param vardı ama hepsini harcadım.

I had a lot of money, but spent everything.

Köpeğimi kısırlaştırmak için elli dolar harcadım.

- I spent fifty dollars to get my dog spayed.
- I spent fifty dollars to get my dog fixed.
- I spent fifty dollars to get my dog neutered.

Oğlumun eğitimi için çok para harcadım.

I put out a lot of money for my son's education.

Arkadaşımı beklerken tam bir saat harcadım.

I've spent an entire hour waiting for my friend.

Seni bekleyerek tüm sabahı boşa harcadım.

I wasted all morning waiting for you.

Bu formları doldurarak bütün sabahı harcadım.

I spent the entire morning filling out these forms.

Ben bütün maaşımı bir günde harcadım.

I spent all my wages in one day.

Bir kitap için on dolar harcadım.

- I spent ten dollars on books.
- I spent ten dollars on a book.

Bunun hakkında düşünerek çok zaman harcadım.

I've spent a lot of time thinking about this.

Zaten evime bir sürü para harcadım.

I've already invested a lot of money into my home.

Sahip olduğum bütün tasarrufu buna harcadım.

I spent all the savings I had on this.

Allah kahretsin! Çok fazla para harcadım!

Oh no! I just spent so much money!

Fransızca çalışarak sadece üç saat harcadım.

I've just spent three hours studying French.

Bana verdiğin bütün parayı zaten harcadım.

I've already spent all the money you gave me.

- Çok para harcadım.
- Çok masraf yaptım.

I spent too much.

Geleceğin şehrini resmetmek için çok zaman harcadım.

I spent a lot of time trying to picture the city of the future.

Yardımcı olmaya çalışarak yaklaşık 20 yılımı harcadım.

and trying to help people increase their luck.

Yeni bir CD için 3.000 yen harcadım.

I spent 3,000 yen on a new CD.

Kitabı almak zorunda olduğum tüm parayı harcadım.

I spent all the money I had to buy the book.

- Saatlerce kitap okudum.
- Kitapları okurken saatler harcadım.

I spent hours reading books.

Bu ay tüm cep harçlığımı zaten harcadım.

I've already spent all my pocket money for this month.

"Sana verdiğim paraya ne oldu?" "Onu harcadım."

"What happened to the money I gave you?" "I spent it."

Bunun tamiriyle uğraşarak çok fazla zaman harcadım.

I've spent too much time working on this.

Neredeyse üç bin dolardan fazla para harcadım.

I just spent over three thousand dollars.

Bütün dünü o rapor hakkında çalışarak harcadım.

I spent all yesterday working on that report.

Onun kağıtlarını ayıklamak için birkaç gün harcadım.

I spent several days sorting through her papers.

Geçen ay telefon faturasına bir servet harcadım.

Last month I spent a fortune on the telephone bill.

Ben bir çocukken burada çok vakit harcadım.

I spent a lot of time here when I was a kid.

Bu caddede aşağı yukarı yürüyerek saatler harcadım.

I spent hours walking up and down on this street.

Bunu düzeltmeye çalışmak için çok zaman harcadım.

I've spent a lot of time trying to fix this.

Tom'un bana verdiği bütün parayı çoktan harcadım.

I've already spent all the money Tom gave me.

Senin harcadığının üç katı kadar çok para harcadım.

I have spent three times as much money as you spent.

Geçen hafta o sorunla ilgilenerek epeyce zaman harcadım.

I spent a great deal of time dealing with that problem last week.

Yaz tatillerimin dörtte üçünden daha fazlasını seyahat ederek harcadım.

I spent more than three-fourths of my summer holidays traveling.

Bu sorun hakkında düşünmeye çok çok fazla zaman harcadım.

I've spent way too much time thinking about this problem.

Ben senin harcadığının üç katı kadar çok para harcadım.

- I spent three times as much money as you spent.
- I spent three times as much money as you did.

- Görevimi yapmak için gayret ettim.
- Görevimi yapmak için çaba harcadım.

I endeavored to do my duty.

Bu arabayı çalıştırmaya çalışırken zaten birkaç öğleden sonrayı boşa harcadım.

I've already wasted a couple of afternoons trying to get this car running.

Dün o kırık radyoyu tamir etmeye çalışarak iki saat harcadım.

I spent two hours yesterday trying to fix that broken radio.

Hangi yola gitmem gerektiğini fark etmeden önce gezinerek bir saat harcadım.

I spent an hour wandering before I realised which way I needed to go.

- Bu işe büyük emek sarf ettim.
- Bu işe büyük çaba harcadım.

I've put a lot of effort into this.

- Ben en fazla üç dolar harcadım.
- Üç dolardan daha fazla harcamadım.

I spent no more than three dollars.

Ben dün gece televizyonda bir beyzbol oyunu izlemek için iki saat harcadım.

I spent two hours watching a baseball game on TV last night.

- Bütün öğleden sonrayı onu yapmaya harcadım.
- Bütün öğleden sonrayı onu yaparak geçirdim.

I've spent all afternoon doing that.

- Dün üç bin dolardan fazla para harcadım.
- Dün 3000 doların üstünde harcamam oldu.

- I spent over three thousand dollars yesterday.
- I spent over $3,000 yesterday.

Bunu yerde kesmek zorunda kaldım ve ülkelerin kötü görünmemesi için büyük bir çaba harcadım.

I've had to cut it in places. I've had to stretch it so that the countries look all wonky.

Sahip olduğum her şeyi onu satın almak için harcadım, fakat yaptığıma asla pişman olmadım.

I spent all I had in order to buy it, but I never regretted doing so.