Translation of "Erkeği" in English

Kız erkeği görüyor.

The girl sees the boy.

Tom evin erkeği.

Tom is the man of the house.

Evin erkeği odur.

He's the man of the house.

Evin erkeği benim.

I'm the man of the house.

İki erkeği seviyorum.

I like two men.

Olabildiğince çok erkeği öğretmenliğe yönlendirmek.

as many boys as we can into teaching --

Dünyanın en mutlu erkeği benim.

The world's happiest man is me.

O, alfa erkeği bir aptal.

He's an alpha male idiot.

Bir erkeği düşmanlarının düşünceleriyle yargılama.

Don't judge a man by the opinions of his enemies.

Ben bir evet erkeği olmayacağım.

I'm not going to be a yes man.

Dania, erkeği için her şeyi yapardı.

Dania would do everything for her man.

Tanrılara yenidoğmuş bir erkeği kurban etmeliyiz.

We must sacrifice a newborn male to the gods.

Ve yüzlerce oğlanı ve genç erkeği öldürmüştü.

and murdering hundreds of boys and young men?

Onunla tanışıncaya kadar bir erkeği gerçekten tanımıyorsun.

You do not really understand a man till you have met him.

Onun babası orta sınıftan bir İngiliz erkeği.

Her father is a middle-class English man.

Kendimi başka bir erkeği öldürürken hayal edemiyorum.

I can't imagine myself ever killing another man.

O beni bir İngiliz erkeği ile karıştırdı.

- He took me for an Englishman.
- He mistook me for an Englishman.

Bir Fransız erkeği ile evlenmiş bir kızım var.

I have a daughter who married a Frenchman.

Bilgisayar programcısından cinsiyetini değiştirirsek daha doğrusu erkeği çıkartıp

What about when you subtract "man" from "computer engineer" and add "woman"?

Yani az uyku, bir erkeği bu önemli sağlık açısından

So a lack of sleep will age a man by a decade

Dişi, düetine en iyi eşlik eden erkeği seçme eğiliminde.

the female tends to choose a male that best sings her duet.

Leyla umutsuzca mükemmel erkeği bulmak için flört etmeye başladı.

Layla started dating because she desperately wanted to find the perfect man.

Latincede "gallus" hem "horoz" hem de "Fransız erkeği" anlamına gelir.

In Latin, "gallus" means both "cock" and "Frenchman".

Senin gibi bir kadın benim gibi bir erkeği hak etmiyor.

A woman like you doesn't deserve a man like me.

Kız arkadaşının başka bir erkeği öptüğünü gördüğünde onun yüzü daha sinirli oldu.

His face grew angrier when he saw his girlfriend kiss another guy.

Bir kadını memnun etmenin bir erkeği memnun etmekten daha zor olduğunun söylendiğini duydum. Doğru olup olmadığını merak ediyorum.

I've heard it said that it's harder to please a woman than to please a man. I wonder if that's true.