Translation of "Epeydir" in English

0.016 sec.

Examples of using "Epeydir" in a sentence and their english translations:

Merhaba. Epeydir görüşmedik.

Hello. Long time no see.

Kahve epeydir bekliyor.

The coffee has been sitting too long.

- Bu işte epeydir bulunuyorum.
- Epeydir bu işin içindeyim.

I've been in this business a long time.

Tom'dan epeydir haber almadım.

I haven't heard from Tom in a long time.

Boston epeydir Tom'un evi.

Boston is Tom's longtime home.

O kışın bitmesini epeydir özledi.

He longed for the winter to be over.

Tom epeydir pek bir şey yapmadı.

Tom hasn't done much in a while.

Epeydir şöyle güzel bir kahkaha atmadım.

I haven't had a good laugh in a long time.

- Epeydir buradayım.
- Çok uzun zamandır buradayım.

It's been so long since I've been here.

Bu epeydir yapmak istediğim bir şey.

- This is something I've wanted to do for a long time.
- This is something that I've wanted to do for a long time.

Sami; Leyla'nın YouTube kanalını epeydir takip etmekte.

Sami has been following Layla's YouTube channel for a long time.

- Bunu epeydir yapmak istiyordum.
- Bunu çoktandır yapmak istiyorum.

I've been wanting to do that for a long time.

- Bu epeydir kafamdaydı.
- Bu konuyu uzun zamandır düşünüyorum.

I've been thinking about this for a long time.

- Bu bilgisayarı epeydir kullanıyorum.
- Bu bilgisayar bayağıdır bende.

I've had this computer for a long time.

- Onca zamandır bekliyorum.
- Çok uzun zamandır bekliyorum.
- Epeydir bekliyorum.

I've been waiting for such a long time.

- Uzun zamandır peşinde olduğum şey bu.
- Epeydir bunu arıyordum.

This is what I've been after for a long time.

- Tom migrenden uzun zamandır çeken biri.
- Tom epeydir migrenden çekiyor.

Tom is a longtime sufferer of migraines.

- Tom epeydir evinden dışarı çıkmadı.
- Tom uzun zamandır kapıdan dışarı çıkmadı.

Tom hasn't been out of his house in a long time.