Translation of "Dul" in English

- Mary artık dul.
- Mary bir dul artık.

Mary is a widow now.

Tom bir dul.

Tom is a widower.

Mary bir dul.

Mary is a widow.

Ben dul değilim.

I am not widowed.

Dul kadın siyah giyinmişti.

The widow was dressed in black.

Tom'un dul eşini tanıyorum.

I know Tom's widow.

Ben dul bir erkeğim.

I'm a widower.

Dul kadın mide kanserinden muzdarip.

The widow suffered from stomach cancer.

Dul kocası ölmüş bir kadındır.

A widow is a woman whose spouse has died.

Kocası ölmüş bir kadına dul denir.

A woman whose husband is dead is called a widow.

Eşi ölmüş bir adama dul denir.

A man whose wife is dead is called a widower.

Tom altı aydır sadece bir dul.

Tom's only been a widower for six months.

Binlerce kadın, savaş tarafından dul bırakıldı.

Thousands of women were widowed by the war.

Erkek kardeşimin dul eşi yeniden evlendi.

My brother's widow has married again.

Genç dul bir kez daha nişanlandı.

The young widow got engaged once more.

Tom John'un dul kadını ile evlendi.

Tom married John's widow.

Odamda büyük bir kara dul örümceği var!

There's a huge black widow spider in my room!

Tom bir dul ve üç çocuk bıraktı.

- Tom left a widow and three children.
- Tom left behind a widow and three children.

- Tom bir dul ve beş çocuğu terk etti.
- Tom arkasında bir dul ve beş çocuk bıraktı.

Tom left behind a widow and five children.

Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor.

He leaves a widow and a daughter.

- Mary bekâr bir anne.
- Mary çocuklu bir dul.

Mary is a single mom.

O dul ve emeklidir ve birçok zorluklarla karşı karşıyadır.

She's a widow and a pensioner, and faces many hardships.

Cenazede, dul kadın siyah takım elbisesi, şapkası ve eldiveni ile çok ağırbaşlı görünüyordu.

At the funeral, the widow looked very dignified, with her black suit, hat and gloves.