Translation of "Detayları" in English

0.004 sec.

Examples of using "Detayları" in a sentence and their english translations:

Detayları bilmiyorum.

I don't know the details.

Detayları analiz etmeleri,

analyze the details,

Detayları bilmek istiyorum.

I want to know the details.

Bana detayları alın.

Get me the details.

Bana detayları anlat.

Tell me the details.

Tom detayları vermedi.

Tom didn't give details.

Tom detayları bilmiyor.

Tom doesn't know the details.

Tom detayları hatırlayamadı.

Tom couldn't recall the details.

Tüm detayları inceledik.

We went over all the details.

- Bize tüm detayları anlat.
- Bize tüm detayları anlatın.

Tell us all the details.

Detayları görmek için büyüttük.

we've zoomed in to better see the details.

Bütün detayları bilmen gerekmez.

You don't need to know all the details.

Tom tüm detayları yazdı.

Tom wrote down all the details.

Tom detayları vermeyi reddetti.

Tom declined to give details.

Bana bütün detayları söyle.

Tell me all the details.

Tom bana detayları vermedi.

Tom didn't give me details.

Tüm detayları bilmek istiyorum.

I want to know all the details.

Tom'un detayları bilmesi gerekmez.

Tom doesn't need to know the details.

Tom detayları bilmek istemiyordu.

Tom didn't want to know the details.

Tom'un detayları bildiğini sanmıyorum.

- I don't think Tom knows the details.
- I don't think that Tom knows the details.

Lütfen bana kaza detayları veriniz.

Please give me the details of the accident.

- Ayrıntıları istiyorum.
- Ben detayları istiyorum.

I want details.

Bütün detayları bilmek zorunda değilsin.

You don't have to know all the details.

O, bana tüm detayları anlattı.

He told me all the details.

Tom asla bana detayları vermedi.

Tom never gave me the details.

Detayları daha sonra organize edelim.

Let's arrange the details later.

Detayları bana daha sonra verebilirsin.

You can give me the details later.

Tom'a detayları daha sonra vereceğim.

I'll give Tom the details later.

Detayları daha sonra sana anlatırım.

I'll tell you the details later.

- Planın ayrıntıları açıklanmadı.
- Planın detayları açıklanmadı.

The details of the plan unfolded.

Detayları doğru bir şekilde rapor etti.

He reported the details with accuracy.

- Bana detayları ver.
- Bana ayrıntıları ver.

Give me the details.

- Detayları bilmek istiyorlar.
- Ayrıntıları bilmek istiyorlar.

They would like to know the details.

Daha sonra sana tüm detayları anlatacağım.

I'll tell you all the details later.

Tom detayları daha sonra Mary'ye verecektir.

Tom will give Mary the details later.

- Detayları konuşmak istemiyorum.
- Ayrıntılara girmek istemiyorum.

I don't want to discuss the details.

- Detayları geç.
- Bana ayrıntıları anlatma.
- Ayrıntıları atla.

Spare me the details.

Bu, üst düzey omurgasız zekâsı. Detayları öğrenme ve hatırlama yeteneği.

This is high-level invertebrate intelligence. Her ability to learn and remember details.

Bir ya da iki ay sonra artık böylesine küçük detayları hatırlamayacaksınız.

You'll no longer remember such minor details after a month or two.

Tom ayrıntılara girmek için eğilimli görünmüyordu ve ben zaten bütün detayları gerçekten bilmiyordum.

Tom didn't seem inclined to elaborate and I didn't really want to know all the details anyway.

- Genel yaklaşımı anladım, ancak, korkarım ki detayları birbirine karıştırıyorum.
- Genel olarak mevzuyu kaptım, ancak korkarım ki detaylarda boğuluyorum.

I understand the general approach, but I'm afraid that I'm getting bogged down in the details.