Translation of "Deneyimli" in English

Yeterince deneyimli değilim.

I'm not experienced enough.

Sen deneyimli misin?

Are you experienced?

Tom çok deneyimli.

Tom is very experienced.

O yaşlı ve deneyimli.

She is old and experienced.

Tom deneyimli, değil mi?

Tom is experienced, isn't he?

O genç ama deneyimli.

He is young, but experienced.

Tom deneyimli bir satıcıdır.

Tom is an experienced salesman.

Tom benden daha deneyimli.

Tom is more experienced than I am.

Tom deneyimli bir denizci.

Tom is an experienced sailor.

O deneyimli bir dedektif.

He's a seasoned investigator.

Tom deneyimli bir arabulucu.

Tom is an experienced negotiator.

O benden daha deneyimli.

- She's more experienced than me.
- She's more experienced than I am.

Mary benden daha deneyimli.

Mary is more experienced than I am.

Tom deneyimli bir öğretmendir.

Tom is an experienced teacher.

Tom deneyimli bir hakem.

Tom is an experienced referee.

O deneyimli bir hayduttur.

He's an experienced bandit.

Nevers, yaşlı, daha deneyimli şövalyelerin

Nevers summoned a hasty council, where the older, more experienced knights,

O çok deneyimli bir adam.

He is a man of wide experience.

Tom benden çok daha deneyimli.

- Tom is way more experienced than I am.
- Tom is way more experienced than me.

Deneyimli editörler iyi iş yaparlar.

Experienced editors do good work.

Tom Jackson deneyimli bir diplomat.

Tom Jackson is a seasoned diplomat.

O deneyimli bir düğün fotoğrafçısıydı.

She was an experienced wedding photographer.

İşte Tom benden daha deneyimli.

Tom is more experienced in business than I am.

Tom işte benden daha deneyimli.

Tom is more experienced in business than me.

Tom deneyimli biri, ben değil.

Tom is the one with experience, not me.

Erkek kardeşim deneyimli bir denizcidir.

My brother is a seasoned sailor.

Ben araba sürmede deneyimli değilim.

I am not experienced in driving.

Tom deneyimli bir oyuncu değildir.

Tom isn't a seasoned performer.

Leyla deneyimli bir banka soyguncusuydu.

Layla was a seasoned bank robber.

Ve deneyimli bir ordusu olan vasal

and a vassal with an experience army that would become a vital component

Biraz daha deneyimli birini işe almalıyız.

We need to hire someone with a little more experience.

Tom deneyimli bir diş hekimi yardımcısıdır.

Tom is an experienced dental assistant.

Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.

There is an urgent need for experienced pilots.

Deneyimli Lejyonerler adeta Galyalı piyadeleri kırıp geçiyor.

Veteran legionaries are hacking through the Gallic infantry.

Biz bir asistan istiyoruz, tercihen deneyimli birisi.

We want an assistant, preferably someone with experience.

Birkaç deneyimli satış elemanını işe almak istiyorum.

We want to hire some experienced salespeople.

- Tom şimdi deneyim sahibi.
- Tom şimdi deneyimli.

Tom has experience now.

Yerine yenisini koyamayacağı deneyimli birliklerini kaybetmeyi göze alamaz.

He cannot risk losing too many of his experienced soldiers that he cannot replace.

Uğruyordu . Grissom, Amerika'nın en deneyimli astronotlarından biriydi: O,

Grissom was one of America’s most experienced astronauts: he was a member of NASA’s first

Onun yurt dışı yatırımlarda çok deneyimli olduğunu duydum.

I heard that he was very experienced in overseas investments.

- Sami tecrübeli bir suikastçiydi.
- Sami deneyimli bir suikastçiydi.

Sami was a seasoned assassin.

- Tom deneyimli bir sürücü.
- Tom tecrübeli bir şoför.

Tom is an experienced diver.

- Sami tecrübeli bir yalancıydı.
- Sami deneyimli bir yalancıydı.

Sami was an experienced liar.

- Sami tecrübeli bir fotoğrafçıydı.
- Sami deneyimli bir fotoğrafçıydı.

Sami was an experienced photographer.

Bu etkileyici bir başarıydı, ancak çoğunlukla genç askerler deneyimli,

It was an impressive feat, but his mostly young conscripts were up against experienced,

Silahlı, deneyimli bir Hıristiyan şövalye ordusuna saldırmaya cesaret edemeyecek.

of Christian knights, superior in equipment, training, and experience.

Yaşlı adam hayat hakkında birçok konuda deneyimli ve bilgili.

The old man is wise and knows many things about life.

Tom'un ameliyatını yapan cerrah çok deneyimli ve oldukça saygın.

The surgeon who did Tom's operation is very experienced and highly regarded.

Tom'u ameliyat eden cerrah çok deneyimli ve oldukça saygın.

The surgeon who operated on Tom is very experienced and highly regarded.

Daha deneyimli bir avukat, dava ile farklı bir şekilde ilgilenirdi.

- A more experienced lawyer would have dealt with the case in a different way.
- A more experienced lawyer would've dealt with the case in a different way.

Deneyimli bir kişinin deneyimsiz birinden daha iyi yapacağını söylemek gereksizdir.

It is needless to say that an experienced person will do better than someone without experience.

En deneyimli subaylarından biri olan Doğan Bey'i iyi donanımlı bir garnizona yerleştirdi.

garrison under the command of one of his highly experience officers, Dogan Beg,