Translation of "Davranışları" in English

0.005 sec.

Examples of using "Davranışları" in a sentence and their english translations:

Onların davranışları utandırıcıydı.

Their behavior was disgraceful.

Saldırgan davranışları düzelttiği hakkındaydı.

improving our aggression.

Neşeli tavrı samimi davranışları

cheerful attitude sincere behavior

Dennis'in kaba davranışları yoktur.

Dennis doesn't have rough manners.

Onun kaba davranışları var.

He has rough manners.

O, davranışları hakkında dikkatlidir.

He is careful about his manners.

Sana bazı davranışları öğreteceğim.

- I'm going to teach you some manners.
- I'll teach you some manners!

Onun davranışları sözleriyle tutarlı.

Her behavior is consistent with her words.

Onun davranışları beni tiksindiriyor.

- His attitude disgusts me.
- Her attitude disgusts me.

Birçok insanın davranışları şüpheli.

The behaviour of many people is questionable.

Davranışları kabul edilebilir değildi.

His behavior wasn't acceptable.

Onun davranışları babasına hiç benzemiyor.

His behavior is nothing like his father.

Onun davranışları beni deli ediyor.

His behavior makes me sick.

Onun davranışları beni rahatsız ediyor.

Her actions disturb me.

Onun çok iyi davranışları vardır.

She has very good manners.

Kötü davranışları için arkadaşımı affettim.

I pardoned my friend for his poor manners.

Bazı turistlerin kötü davranışları var.

Some tourists have bad manners.

Tom'un davranışları kabul edilebilir değildi.

Tom's behavior wasn't acceptable.

- Onun alışılmadık davranışları bizim şüphelere sebebiyet verdi.
- Onun alışılmadık davranışları bizim şüpheleri doğurdu.

Her unusual behavior gave rise to our suspicions.

Memur kaba davranışları gerekçesiyle görevden alındı ​​.

The clerk was dismissed on the grounds of her rude manners.

Bir dahinin bazen kaba davranışları olabilir.

A genius can sometimes have rude manners.

Onun davranışları bir centilmen tavrı değildir.

His manners are not those of a gentleman.

Onun davranışları için şimdiden özür dilerim.

I apologize in advance for his behaviour.

Tom'un davranışları sarhoş olduğunda tahmin edilemez.

Tom's behaviour is unpredictable when he's drunk.

Tom'un davranışları hakkında bir şey yapmalısın.

You need to do something about Tom's behavior.

Tom hayvan davranışları konusunda bir uzmandır.

Tom is an expert on animal behavior.

Onun antisosyal davranışları, onu izole etti.

His antisocial behavior isolated him.

Onun davranışları beni şaşırtmaktan asla vazgeçmez.

His behavior never ceases to surprise me.

Rap sektörünün gençlerin zihnine işleyen ahlaksızca davranışları

who says the rap industry often glorifies depraved behavior

Açık ve hassas davranışları sergiledikleri zaman da

and shaming them for demonstrating those open and vulnerable behaviors

Sami'nin, Leyla'nın düzensiz davranışları nedeniyle kafası karışmıştı.

Sami was confused by Layla's erratic behavior.

Soult'un kendi davranışları övülse de, taburun yarısı zayiat verdi.

the battalion became casualties, though Soult’s own conduct was praised.

Bu hareketin, kadınların davranışları üzerine büyük bir etkisi vardı.

This movement had a great impact on the behavior of women.

Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.

It's evident that human behaviour is more dangerous for the environment than radiation.

Leyla'nın giderek artan orandaki garip davranışları onun anne ve babasını çok endişelendiriyordu.

Layla's increasingly odd behavior worried her parents a lot.