Translation of "öğreteceğim" in English

Size öğreteceğim.

- That'll teach you!
- I will teach you.
- I'll teach you.

Sana öğreteceğim.

I will teach you.

Tom'a öğreteceğim.

I'll teach Tom.

- Sana Fransızca öğreteceğim.
- Size Fransızca öğreteceğim.

I'll teach you French.

Sana Almanca öğreteceğim.

I'm going to teach you German.

Sana yüzmeyi öğreteceğim.

I'll teach you how to swim.

Belki Fransızca öğreteceğim.

Maybe I'll teach French.

Sana Berberice öğreteceğim.

I am going to teach you Berber.

- Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- Satranç oynamayı sana öğreteceğim.

I'll teach you how to play chess.

- Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- Ben sana santranç oynamayı öğreteceğim.

I will teach you to play chess.

Onu yapmanı tekrar öğreteceğim.

I'll teach you to do that again.

Sana bir ders öğreteceğim.

I'm going to teach you a lesson.

Sana biraz karate öğreteceğim.

I'm going to teach you some karate.

Sana bazı davranışları öğreteceğim.

- I'm going to teach you some manners.
- I'll teach you some manners!

Sana çok şey öğreteceğim.

I'll teach you many things.

Sana nasıl yazacağını öğreteceğim.

I'll teach you how to write.

Sana satranç oynamayı öğreteceğim.

I will teach you to play chess.

Ona bazı görgüler öğreteceğim.

I'll teach him some manners.

Sana bu beceriyi öğreteceğim.

I will teach you this skill.

Sana unutmayacağın bir ders öğreteceğim.

- I'll teach you a lesson that you won't forget.
- I'll teach you a lesson you won't forget.

Size bunu nasıl yapacağınızı öğreteceğim.

I'm going to teach you how to do that.

Onu nasıl yapacağını sana öğreteceğim.

I'll teach you how to do that.

Sana nasıl şarkı söyleyeceğini öğreteceğim

I'll teach you how to sing.

Gelecek yıl Boston'da Fransızca öğreteceğim.

I'll teach French in Boston next year.

Sana nasıl paten kayılacağını öğreteceğim.

I'll teach you how to skate.

Sana nasıl araba sürüleceğini öğreteceğim.

I'll teach you how to drive.

- Pazartesi günü sana nasıl paten yapılacağını öğreteceğim.
- Gelecek Pazar size nasıl kayılacağını öğreteceğim.

I will teach you how to skate next Sunday.

Bir arabayı nasıl süreceğini sana öğreteceğim.

I'll teach you how to drive a car.

Bilmen gereken her şeyi sana öğreteceğim.

I'll teach you everything you need to know.

Endişelenme. Sana nasıl araba süreceğini öğreteceğim.

Don't worry. I'll teach you how to drive.

Ben sana nasıl satranç oynanacağını öğreteceğim.

I will teach you how to play chess.

Bana dilini öğretirsem, ben sana benimkini öğreteceğim.

If you teach me your language, I'll teach you mine.

Gelecek Pazar sana nasıl balık tutulacağını öğreteceğim.

- I will teach you how to fish next Sunday.
- I'm going to teach you how to fish next Sunday.

Sana Hausaca öğreteceğim, sense bana Korece öğreteceksin.

I will teach you Hausa and you will teach me Korean.

Eğer istersen, bunu nasıl yapacağını sana öğreteceğim.

I'll teach you how to do that if you want me to.