Translation of "Bayağı" in English

0.004 sec.

Examples of using "Bayağı" in a sentence and their english translations:

Bayağı küçük, bayağı garip,

it's very small, it's very weird,

Konuşmanız bayağı olmamalı.

Talk should not be cheap.

Kendisi bayağı kızgın.

She is quite angry.

Öğretmen bayağı üşütmüştü.

The teacher had a bad cold.

Genelde bayağı sabırlıyımdır.

I'm usually pretty patient.

Tür ismi bayağı ahtapot.

She's a common octopus.

Bayağı bir tavrı vardı.

He behaved in a cheap manner.

O teniste bayağı kötü.

She is pretty bad at tennis.

- Bayağı meşgulüm.
- Oldukça meşgûlüm.

I've been pretty busy.

- Oldukça iğrenç.
- Bayağı iğrenç.

This is pretty gross.

Tom'a bayağı yardım ettik.

We've helped Tom a lot.

Tom bayağı çirkin, değil mi?

- Tom is pretty ugly, isn't he?
- Tom is quite ugly, isn't he?

Tom'un bayağı az antikası var.

Tom has quite a few antiques.

Tom bayağı zengin, değil mi?

Tom is quite rich, isn't he?

Köpekli birisi, tepede bayağı yavaştı.

The person with the dog was so slow on the hill.

Tom bayağı iyi bir beyzbolcuydu.

Tom was quite a ballplayer.

- İngilizceniz gerçekten gelişti.
- İngilizcen gerçekten gelişti.
- İngilizcen bayağı gelişti.
- İngilizceniz bayağı gelişti.

Your English has really improved.

- Bayağı eminim ki her şey yolunda gidecek.
- Her şeyin yolunda gideceğinden bayağı eminim.

- I'm pretty sure everything will go well.
- I'm pretty sure that everything will go well.

VV: Hayır, aslında bayağı vakit geçiriyoruz.

VV: No, we actually spend quite a bit of time.

Sumo hakkında bayağı çok şey biliyorsun.

You know quite a lot about Sumo.

Tom bugünkü sınavı geçeceğinden bayağı emin.

Tom is pretty sure that he'll pass today's exam.

Eski kız arkadaşlarımdan birine bayağı benziyorsun.

You look a lot like an old girlfriend of mine.

- Tom çok susamıştır.
- Tom bayağı susamış olmalı.
- Tom acayip susamıştır.
- Tom bayağı bi’ susamış olmalı.

Tom must be very thirsty.

Hâlâ bayağı ayakta olan bir dünya. Zimbabve.

Still very much awake. Zimbabwe.

Onun geçen hafta aldığı sınav bayağı zordu.

The examination he took last week was very hard.

Bu kitap bende bayağı bir etki yarattı.

This book made quite an impression on me.

Patrona o şekilde karşı çıkman bayağı büyük cesaretti.

It was pretty ballsy of you to stand up to the boss like that.

Sen onun üzerinde bayağı bir izlenim bırakmış olmalısın.

You must have made quite an impression on her.

Yani hani "bayağı" bir terliyorum, yoruluyorum filan o sırada,

I'm really sweating and getting tired

O sanki senin üzerinde bayağı izlenim bırakmış gibi görünüyor.

He seems to have made quite an impression on you.

Aslında bu projeye başladığımızdan beri bayağı da başarılar kazanmadık değil.

In fact, we have achieved a lot since we got started with this project.

- Kız arkadaşınız bayağı zevkliymiş.
- Kız arkadaşınız çok zevk sahibi biriymiş.

Apparently, your girlfriend has great taste.

- O epeyce sarhoş olmuştu.
- O tamamen sarhoş olmuştu.
- O bayağı sarhoştu.

He was good and drunk.

Rusçada "okşamak, sevgi" ile "bayağı gelincik" sözcükleri eşsesli ve muhtemelen etimolojik olarak ilişkilidirler.

In Russian, the words for "caress, endearment" and "least weasel" are homonymous and possibly related etymologically.

- Oğlun şimdiye kadar oldukça uzun olmalı.
- Oğlun şimdiye kadar bayağı boy atmış olmalı.

Your son must be quite tall by now.

- Tom çok sayıda hayat kurtardı.
- Tom bir sürü hayat kurtardı.
- Tom bayağı hayat kurtardı.

Tom has saved many lives.