Translation of "ıslık" in English

0.043 sec.

Examples of using "ıslık" in a sentence and their english translations:

Ağzıyla ıslık çalıyor,

His mouth whistling,

Tom ıslık çalıyor.

Tom is whistling.

Evimde ıslık çalıyorum.

I am whistling in my house.

O ıslık çalamaz.

He can't whistle.

Tom ıslık çalamaz.

Tom can't whistle.

Mary ıslık çaldı.

Mary whistled.

Okulda ıslık çalma.

Don't whistle at school.

Tom ıslık çaldı.

Tom whistled.

Ben ıslık çaldım.

I whistled.

O, giderken ıslık çaldı.

He whistled as he went along.

Hiç ıslık çaldın mı?

Have you ever whistled?

O ıslık çalmayı bilir.

He knows how to whistle.

Lütfen ıslık çalmaktan vazgeç.

Please stop whistling.

Tom çalışırken ıslık çaldı.

Tom whistled as he worked.

Tom yine ıslık çaldı.

Tom whistled again.

O yürürken ıslık çaldı.

He whistled as he walked.

Tom yavaşça ıslık çaldı.

Tom whistled softly.

Tom bir ıslık duydu.

Tom heard a whistle.

Birinin ıslık çaldığını duydum.

I heard someone whistle.

Nasıl ıslık çalacağımı biliyorum.

I know how to whistle.

Bumerang havada ıslık çalarak fırlatıldı.

The boomerang hurtled whistling through the air.

- Islık çalamam.
- Ben ıslık çalamam.

- I cannot whistle.
- I can't whistle.

O köpeği için ıslık çaldı.

He whistled for his dog.

Tom ıslık çalarak yolda yürüdü.

Tom walked down the path, whistling a tune.

Tom köpeği için ıslık çaldı.

Tom whistled for his dog.

Tom atı için ıslık çaldı.

Tom whistled for his horse.

Tom dişlerinin arasından ıslık çaldı.

Tom whistled through his teeth.

Seyirci alkışladı ve ıslık çaldı.

The audience applauded and whistled.

Tom ıslık çalmaya devam etti.

Tom kept whistling.

Tom nasıl ıslık çalacağını biliyor.

Tom knows how to whistle.

♪ Islak gülümsedin ıslık çalarak ♪

♪ You wet-smiled while whistling ♪

Neşeli şekilde ıslık çalarak caddede yürüdü.

He walked down the street whistling cheerfully.

Polis arabayı durdurmak için ıslık çaldı.

The policeman blew his whistle for the car to stop.

Köpeğimi ıslık çaldığımda gelecek şekilde eğittim.

I've trained my dog to come when I whistle.

Tom kendi kendisine ıslık çalmaya başladı.

Tom began to whistle to himself.

Tom dışarıda birinin ıslık çaldığını duydu.

Tom heard someone whistling outside.

Jim neşeyle ıslık çalarak arabasını sürdü.

Jim drove his car, whistling merrily.

Tom bana nasıl ıslık çalacağımı öğretti.

Tom taught me how to whistle.

Tüm oğlanlar ıslık çalıyordu ve tezahürat yapıyordu.

All the boys were whistling and cheering.

- Tom bir düdük çalıyordu.
- Tom ıslık çalıyordu.

Tom was whistling a tune.

Gecenin ortasında birinin ıslık çaldığını duydun mu?

Have you ever heard anyone whistle in the dead of the night?

Tom annesinin ona öğrettiği bir şarkıyı ıslık çalıyordu.

Tom was whistling a song his mother had taught him.

Resimleri üzerinde çalışırken onu her zaman ıslık çalarken buluyorum.

I always find him whistling while working on his paintings.

Kızların sokakta ona ıslık çalmasından sonra onun yüzü kızardı.

He blushed when the girls whistled at him in the street.

O her zaman ıslık çalıyor. Bu beni deli ediyor.

He whistles all the time. It drives me crazy.

Tom, tekinsiz olduğu söylenen evde, karanlıkta yalnız başınayken, korkusunu bastırmak için ıslık çalıyordu.

Tom was whistling in the dark to belie how terrified he was to be alone in the house which was rumoured to be haunted.

- Tom mutlu bir melodiyle ıslık çalmaya başladı.
- Tom ıslığıyla neşeli bir şey çalmaya başladı.

Tom started whistling a happy tune.