Translation of "İskoç" in English

0.013 sec.

Examples of using "İskoç" in a sentence and their english translations:

"Milliyetin ne?" "İskoç."

"What's your nationality?" "Scottish."

"Öğretmenlerin nereli?" "İskoç."

"Of what nationality are your teachers?" - "Scottish.”

İskoç Ulusal Partisi İskoç Parlamentosunda genel çoğunluğunu kaybetti.

The Scottish National Party has lost its overall majority in the Scottish Parliament.

Yeni İskoç Parlamentosu açıldı.

The new Scottish Parliament is inaugurated.

İskoç Gal dilini öğreniyorum.

I'm learning Scottish Gaelic.

Mary, İskoç erkeklerini sever.

Mary loves Scotchmen.

Haggis geleneksel bir İskoç yemeğidir.

Haggis is a traditional Scottish dish.

Sean Connery bir İskoç aktördür.

Sean Connery is a Scottish actor.

Bu eski bir İskoç şarkısı.

This is an old Scottish song.

Tom İskoç ama İskoçça bilmiyor.

Tom is Scottish, but he doesn't speak Scots.

Tom'un favori içeceği İskoç viskisidir.

- Tom's favourite beverage is Scotch whiskey.
- Tom's favorite beverage is Scotch whiskey.

- İskoç Galcesi çok enteresan, değil mi?
- İskoç Galcesi çok ilginç, değil mi?

Scottish Gaelic is very interesting, isn’t it?

Onun tipik bir İskoç aksanı var.

He has a typical Scottish accent.

O, İskoç lehçelerinin farklı yönlerini kullanır.

- She uses different aspects of Scottish dialects.
- He uses different aspects of Scottish dialects.

Bu İskoç lehçesiyle yazılmış bir şiirdir.

This is a poem written in Scottish dialect.

İskoç Galcesi, Tatoeba'daki 89. dil olacak.

Scottish Gaelic will be the 89ᵗʰ language on Tatoeba.

Tom bugün bir iskoç eteği giyiyor.

Tom is wearing a kilt today.

Tom'un ağır bir İskoç aksanı var.

Tom has a thick Scottish accent.

Tom'un en sevdiği içecek İskoç viskisidir.

- Tom's favourite beverage is Scotch whiskey.
- Tom's favorite beverage is Scotch whiskey.

Tom bana bir İskoç eteği giydirmeye çalıştı.

Tom tried to get me to wear a kilt.

Bir İskoçyalı İskoç eteğinin altına ne giyer?

What does a Scotsman wear under his kilt?

O gayda çalar ve İskoç eteği giyer.

He plays bagpipes and wears a kilt.

Biz evcil hayvan olarak İskoç çoban köpeği besliyoruz.

We keep a collie as a pet.

Tom çantasından İskoç şişesini çıkardı onu Mary'ye uzattı.

Tom took the bottle of Scotch from his briefcase and handed it to Mary.

Bu bir etek değil. Bu bir İskoç eteği.

- It's not a skirt. It's a kilt.
- It isn't a skirt. It's a kilt.

Yeni Antlaşma 1767'de İskoç Galcesi olarak basıldı.

In seventeen sixty-seven, the New Testament was printed in Scottish Gaelic.

- O bir kilt giyiyor.
- O bir İskoç eteği giyiyor.

He's wearing a kilt.

Domates çorbası için İskoç tarifi: Kırmızı fincan içine sıcak su dökün.

Scottish recipe for tomato soup: Pour hot water into a red cup.

Bir İngiliz, İskoç, İrlandalı, Galli, Gurka, Leton, Türk, Avustralyalı, Alman, Amerikalı, Mısırlı, Japon, Meksikalı, İspanyol, Rus, Leh, Litvan, Ürdünlü, Yeni Zelandalı, İsveçli, Fin, İsrailli, Rumen, Bulgar, Sırp, İsviçreli, Yunan, Singapurlu, İtalyan, Norveçli, Arjantinli, Libyalı ve Güney Afrikalı bir gece kulübüne gitmişler. Kulüp fedaisi de “Üzgünüm, bir Taylandlı olmadan içeri girmenize izin veremem.” demiş.

An Englishman, a Scotsman, an Irishman, a Welshman, a Gurkha, a Latvian, a Turk, an Aussie, a German, an American, an Egyptian, a Japanese, a Mexican, a Spaniard, a Russian, a Pole, a Lithuanian, a Jordanian, a Kiwi, a Swede, a Finn, an Israeli, a Romanian, a Bulgarian, a Serb, a Swiss, a Greek, a Singaporean, an Italian, a Norwegian, an Argentinian, a Libyan and a South African went to a night club. The bouncer said: "Sorry, I can't let you in without a Thai."