Translation of "İşlek" in English

Tom işlek caddeyi geçti.

Tom crossed the busy street.

Evim işlek bir caddeye bakmaktadır.

My house faces a busy street.

Ginza Japonya'da en işlek cadde midir?

Is the Ginza the busiest street in Japan?

İşlek bir caddeyi geçerken dikkatli olmalısın.

You must be careful when crossing a busy street.

Bu işlek bir yer gibi gözüküyor.

This seems to be a busy place.

Bu, şehrin en işlek köprülerinden biridir.

This is one of the busiest bridges in the city.

İşlek bir caddeden geçerken dikkatli ol.

Be alert when you cross a busy street!

Bu şehir eskisi kadar işlek değil.

- This city is not so busy as it used to be.
- This city isn't as busy as it used to be.

- Ben meşgul yerleri seviyorum.
- İşlek yerleri severim.

I like busy places.

Bu oldukça işlek bir yer gibi görünüyor.

This seems to be a pretty busy place.

Tom işlek kaldırımdan yavaşça aşağıya doğru yürüdü.

Tom walked slowly down the busy sidewalk.

İşlek bir caddeden karşıya geçerken dikkatli olun.

When you cross a busy street, pay attention.

Tom orada durdu, işlek yolu geçmek için bekliyordu.

Tom stood there, waiting to cross the busy road.

Biz eski şarkılar söyleyerek işlek cadde boyunca yürüdük.

We walked along the busy street, singing old songs.

Boston, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en işlek şehirlerden biridir.

Boston is one of the busiest cities in the United States.

Kunduzlar Dünya üzerindeki en işlek memeliler olarak düşünülebilir.

Beavers may be considered as the busiest mammals on Earth.

Tom işlek caddeyi geçmeden önce her iki yöne baktı.

Tom looked both ways before he crossed the busy street.

Bir ülke ki ekonomik ve taşımacılık merkezi olmak için dünyanın en işlek

A country with the perfect location and size to become a financial and logistical centre

- Georgia'daki Atlanta, dünyanın en işlek havaalanlarından biridir.
- Georgia'daki Atlanta, dünyadaki en yoğun havaalanlarından biridir.

Atlanta, Georgia has one of the busiest airports in the world.