Translation of "ülkelerde" in English

0.010 sec.

Examples of using "ülkelerde" in a sentence and their english translations:

Sanayileşen ülkelerde uykunun mahvedilmesi

And the decimation of sleep throughout industrialized nations

Pirinç ılıman ülkelerde yetişir.

Rice grows in warm countries.

O, yabancı ülkelerde dolaştı.

- She has traveled in foreign parts.
- She has traveled in foreign countries.

Çiçekler sıcak ülkelerde yetişirler.

Flowers grow in warm countries.

Portakallar sıcak ülkelerde yetişirler.

Oranges grow in warm countries.

Çin gibi gelişen ülkelerde büyüyorlar.

are growing in emerging countries like China.

Bazı ülkelerde idam cezası yasadışıdır.

In some countries capital punishment is illegal.

Biz hepimiz diğer ülkelerde yabancıyız.

We are all foreigners in other countries.

Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir.

These flowers grow in warm countries.

Konuşma özgürlüğü bazı ülkelerde kısıtlıdır.

Freedom of speech is restricted in some countries.

Çocuk felcinin yaygın olduğu ülkelerde çalışıyordum,

I was working in countries where polio had been common,

Babam şimdiye kadar denizaşırı ülkelerde bulunmadı.

- My father has never been overseas until now.
- My father has never been outside the country until now.

Yabancı ülkelerde bir sürü arkadaşım var.

I have many friends in foreign countries.

Birçok ülkelerde öğretmenler yüksek ücretler almaz.

In most countries, teachers do not receive high wages.

Daha önce başka ülkelerde yaşadın mı?

Have you lived in any other countries before?

Bu ülkelerde önceden gördüğümüz iki ev seçtik,

So we picked the two homes we have already seen in these countries,

Genelde Japon arabaları denizaşırı ülkelerde daha popüler.

Generally speaking, Japanese cars are popular overseas.

Birçok ülkelerde meşrubatların lider markası Coca Coladır.

- The leading brand of pop drinks in most countries is Coca-Cola.
- The leading brand of fizzy drinks in most countries is Coca-Cola.

Irkçı önyargı bazı ülkelerde hala bir sorundur.

Racial prejudice is still a problem in some countries.

Yolsuzluk dünya genelinde birçok ülkelerde bir sorundur.

Corruption is a problem in many countries around the world.

Ebeveynim bir haftadır denizaşırı ülkelerde seyahat ediyor.

My parents are travelling overseas for a week.

Yen yüksekken yabancı ülkelerde seyahat etmek istiyorum.

I would like to travel in foreign countries while the yen is strong.

Bildiğim kadarıyla o hiç denizaşırı ülkelerde bulunmadı.

As far as I know, he has never been overseas.

3.600, gelişmiş ülkelerde 5.900. Neyi gösteriyor? Kore'nin hırsını.

3.600, in developed countries 5.900. What does it show us? Ambition of Korea.

öyle ki Güney Afrika veya Çin gibi ülkelerde

so much so that in countries like South Africa or China,

Piyasa arasındaki bu işbirliği diğer ülkelerde yürür mü?

crossover between hierarchy and free market could ever work in other countries? What’s

Diğer ülkelerde işe yaradığı sürece bazı belirecek ve

As soon as something worked in some other country, some Italian company would show up

Aç insanların % 98'i gelişmekte olan ülkelerde yaşar.

98% of hungry people live in developing countries.

Yolsuzluk dünya genelinde birçok ülkelerde ciddi bir sorundur.

Corruption is a serious problem in many countries around the world.

Zengin ülkelerde, çok az sayıda insan açlıktan ölüyor.

In rich countries, few people starve.

Tom, diğer ülkelerde insanların nasıl yaşadıklarını öğrenmek istedi.

Tom wanted to learn how people in other countries live.

Arkadaşlar Ar-GE harcaması gelişmiş ülkelerde 2,47, Kore'de 4.

Guys, R&D expenditure in developed countries are 2,47 and in Korea, 4.

Genellikle 20 dönümden az alanlarda işleyen düşük gelirli ülkelerde

They produce 60 to 80 percent of food in lower-income countries,

Çoğu gelişmekte olan ülkelerde kentsel nüfus çok hızlı artıyor.

The urban population in most developing countries is increasing very fast.

Norveç ve Finlandiya gibi ülkelerde kışın çok kar olur.

In such countries as Norway and Finland, they have lots of snow in winter.

Bazı ülkelerde, bir kadın olmak iyi bir şey değil.

In some countries, being a woman is not a good thing.

Norveç veya Finlandiya gibi ülkelerde kışın çok kar vardır.

In countries like Norway or Finland, in winter there's a lot of snow.

Demokrasi petrol zengini ülkelerde savunulmalı ama Suudi Arabistan'da değil.

Democracy must be defended in all oil-rich countries, but not in Saudi Arabia.

Düşük gelirli ülkelerde 240 milyon kadın gebe kalmak isteyip istemediğine

Two hundred and fourteen million women in lower-income countries

Su basmış eyaletlere dönüşecek . Dünya kıtalarındaki diğer ülkelerde olduğu gibi.

. As is the case with other countries across the continents of the earth. Many

Bu, bazı ülkelerde bir hediye ve diğerlerinde rüşvet denilen şeydir.

This is what is called a 'present' in some countries and 'bribery' in others.

Bazı ülkelerde vatan hainliği için ceza ömür boyu hapis olabilir.

In some countries, the punishment for treason can be life in prison.

Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.

It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.

Petrol fiyatlarındaki düşük fiyat, Basra Körfezindeki ülkelerde korkunç sonuçlara neden oldu,

The low price of oil has led to a terrible setback for the countries in the Persian Gulf

Bilim adamı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda yabancı ülkelerde de ünlü.

The scientist is famous not only in Japan but also in foreign countries.

- Herkesin önünde birinin eşini öpmek bazı ülkelerde normal bir davranış olarak düşünülmektedir.
- Ulu orta birinin eşini öpmesi, bazı ülkelerde normal bir davranış olarak görülür.

Kissing one's spouse in public is considered acceptable behavior in some countries.

Bazı Müslüman çoğunluklu ülkelerde kızların yüksek eğitim alması oğlanlardan daha az olasıdır.

In some Muslim-majority countries, girls are less likely than boys to get higher education.

Herkesin önünde birinin eşini öpmek bazı ülkelerde normal bir davranış olarak düşünülmektedir.

Kissing one's spouse in public is considered acceptable behavior in some countries.

Bilim adamı sadece Japonya'da değil fakat aynı zamanda yabancı ülkelerde de ünlü.

The scientist is famous not only in Japan but also in foreign countries.

Cuma akşamları denizaşırı ülkelerde eşleriyle birlikte çalışan bir grubumuz Chuck's Bar and Grill'de buluşurlar.

On Friday evenings, a group of us with spouses working overseas meet at Chuck's Bar and Grill.