Translation of "ödemem" in English

0.003 sec.

Examples of using "ödemem" in a sentence and their english translations:

Kiramı ödemem gerekiyor.

I need to pay my rent.

Kirayı ödemem gerekiyor.

I need to pay the rent.

Neden ödemem geriyor?

Why should I pay?

Geri ödemem nerede?

- Where's my refund?
- Where is my refund?

1419 dolar ödemem istenmiş.

that I could buy online for two dollars and forty-nine cents.

Vergiyi nereye ödemem gerekir?

Where should I pay the tax?

Hâlâ kiramı ödemem gerekiyor.

I still need to pay my rent.

Bazı faturaları ödemem gerek.

I need to pay some bills.

Neden bukadar ödemem gerekir?

Why should I pay that much?

Kiramı bugün ödemem gerek.

I need to pay my rent today.

Faturayı ödemem konusunda ısrar etti.

She insisted on my paying the bill.

Senin için ödemem gerekiyor mu?

Should I pay for you?

Parayı ödemem için ısrar ettiler.

They insisted on my paying the money.

Tom faturayı ödemem için ısrar etti.

Tom insisted that I pay the bill.

Bu faturayı yarına kadar ödemem gerekiyor.

I need to pay this bill by tomorrow.

Benim faturayı ödemem gerektiği konusunda ısrar etti.

She insisted that I should pay the bill.

O takım elbise için ne ödemem gerekiyor?

What do I need to pay for that suit?

Neden sana o kadar çok ödemem gerekiyor?

Why should I pay you that much?

Her ayın birinci gününde kiramı ödemem gerekiyor.

I'm supposed to pay my rent on the first of every month.

Joe benim parayı ödemem konusunda ısrar etti.

Joe insisted on my paying the money.

Paraya ihtiyacım var, çünkü elektriğimi ödemem gerek.

I need money because I need to pay for my electricity.

Parayı bir kerede ödemem gerektiğini talep etti.

He demanded that I should pay the money at once.

Henüz bir şey için para ödemem gerekmiyordu.

I haven't had to pay for anything yet.

Bu fatura bedelini ödemem gerektiğini mi düşünüyorsun?

Do you think I need to pay this bill?

Size ödemem gereken parayı ay sonuna kadar geri ödeyeceğime söz veriyorum.

I promise to pay back the money I owe you by the end of the month.

Benim kazandığımdan daha çok para kazanmana rağmen benim senden daha çok gelir vergisi ödemem bana çok mantıklı gelmiyor.

It doesn't make much sense to me that I have to pay more income tax than you even though you make more money than I do.