Translation of "öğrendik" in English

0.009 sec.

Examples of using "öğrendik" in a sentence and their english translations:

Öğrendik.

We learned.

Dersimizi öğrendik.

We learned our lesson.

Yaparak öğrendik.

We learned by doing.

İnsülin üretmeyi öğrendik.

We figured out how to make insulin.

Biz dersimizi öğrendik.

- We've learned our lesson.
- We've learnt our lesson.

Biz İngilizce öğrendik.

We learned English.

Sonunda gerçeği öğrendik.

Finally we have learned the truth.

Biz Fransızca öğrendik.

We learned French.

Birlikte İngilizce öğrendik.

We learned English together.

Biz hatalarımızdan öğrendik.

We've learned from our mistakes.

Biz onlardan öğrendik.

We have learned from them.

Şunu da öğrendik ki,

And we learned this.

Oynayarak, çok şey öğrendik.

And by playing, we learned so much.

Baskı altında çalışmayı öğrendik.

We learned to practice under stress.

Çok geçmeden gerçeği öğrendik.

It was not long before we knew the truth.

Deneyimden çok şey öğrendik.

We learn a lot from experience.

Fransızca yerine Rusça öğrendik.

We learned Russian instead of French.

Onu ciddiye almayı öğrendik.

We've learned to take it seriously.

Onun nasıl çalıştığını öğrendik.

We have learned how it works.

Beş yaşındayken dalmayı öğrendik.

We learned to dive when we were five.

Bunu güvenilir kaynaklardan öğrendik.

I got this on good authority.

Zaten çok şey öğrendik.

We've already learned a lot.

Biz çok şey öğrendik.

We learned a lot of things.

Biz birlikte Fransızca öğrendik.

We learned French together.

Biz bir ders öğrendik.

We've learned a lesson.

Biz şiddeti sizden öğrendik.

We learned violence from you.

şehir merkezinde haberleri birlikte öğrendik

we shared news together in the town square in person,

Neden kolay virüs taşıdıklarını öğrendik

we learned why they carry easy viruses

Onun bir kaza geçirdiğini öğrendik.

We learned that he had an accident.

Onun, onun babası olduğunu öğrendik.

We found out that he was her father.

Onun söylediğinin doğru olmadığını öğrendik.

We found out that what he said wasn't true.

Ay'ın dünyanın çevresinde döndüğünü öğrendik.

We learned that the moon goes around the earth.

Biz sadece onun hakkında öğrendik.

We just found out about it.

Önce ne yapmamız gerektiğini öğrendik.

We learned what we should do first.

Biz okulda çok şey öğrendik.

We learn a good deal at school.

Biz İngilizceyi nasıl okuyacağımızı öğrendik.

We learned how to read English.

Dünya'nın güneş'in etrafında döndüğünü öğrendik.

We learned that the earth goes around the sun.

İyi zaman geçirdik, İngilizce öğrendik.

We had good time, learning English.

Biz de çok şey öğrendik.

We learned a lot, too.

Biz Tom'dan çok şey öğrendik.

We've learned a lot from Tom.

Biz onun iyi olduğunu öğrendik.

- We've learned that that's OK.
- We've learned that's OK.

Sanırım Tom'dan bir parça öğrendik.

- I think we've learned a little bit from Tom.
- I think that we've learned a little bit from Tom.

Herhangi bir şey öğrendik mi?

Have we learned anything?

Daha sonra öğrendik ki ölen babamdı.

It turned out to be my father who died.

Taşın 4 milyon yıllık olduğunu öğrendik

we learned that the stone is 4 million years old

Biz bunu 1980 yılından sonra öğrendik

we learned this after 1980

İngilizcenin uluslararası bir dil olduğunu öğrendik.

We learned that English is an international language.

Şimdiye kadar kaç tane deyim öğrendik?

How many idioms have we studied so far?

Sanırım bugün hepimiz bir şey öğrendik.

I think we all learned something today.

Tom'un gelmeyi planlamadığını sadece kendimiz öğrendik.

We only just found out ourselves that Tom wasn't planning to come.

Şimdiye kadar kaç tane atasözü öğrendik?

How many proverbs have we learned so far?

800'den fazla Çince karakter öğrendik.

We studied more than 800 Chinese characters.

Shakespeare'in 1564'te doğduğunu okulda öğrendik.

We learned at school that Shakespeare was born in 1564.

Aynı şekilde, dilimizi ısırıp gururumuzu yutmayı öğrendik.

we learned to bite our tongues and swallow our pride.

Dokuzun kare kökünün üç olduğunu okulda öğrendik.

We learned at school that the square root of nine is three.

Bu sürede, biz hatalarımızdan bir şeyler öğrendik.

In the meantime, we learnt from our mistakes.

Biz Fransız Devriminin neden patlak verdiğini öğrendik.

We learned why the French Revolution broke out.

Biz okulda Portekizli Pedro Alvares Cabral'ın Brezilya'yı keşfettiğini öğrendik.

We learned at school that the Portuguese Pedro Álvares Cabral discovered Brazil.

Biz sağlıklı bir öğle yemeği yemenin önemi hakkında öğrendik.

We learned about the importance of eating a healthy lunch.

- Onun nerede oturduğunu öğrendik.
- Onun yaşadığı yeri ortaya çıkardık.

We found out where he lives.

- İyi zaman geçirdik, İngilizce öğrendik.
- İngilizce öğrenerek iyi zaman geçirdik.

We had good time, learning English.

Yardımsever de bir insandı. Biz bu durumu başka yeşilçam devinden öğrendik

he was a helpful person. We learned this situation from another Yeşilçam giant

Okulda Fransızcayı nasıl okuyacağımızı öğrendik ama onu nasıl konuşacağımızı gerçekten öğrenmedik.

We learned how to read French in school, but didn't really learn how to speak it.

Kestiğimiz ağaçtaki büyüme halkalarını saydık ve onun otuz yaşında olduğunu öğrendik.

We counted the growth rings on the tree that we cut down and found out that it was thirty years old.

- Onun üç yıldır ölü olduğunu öğrendik.
- Üç yıl önce öldüğünü ortaya çıkardık.

We found out that he had been dead for three years.

Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.

On the one hand we suffered a heavy loss, but on the other hand we learned a great deal from the experience.

- Sonunda gerçek bizim tarafımızdan öğrenildi.
- Sonunda gerçeği öğrendik.
- Sonunda gerçek bizim tarafımızdan bilinir hale geldi.

At last, the truth became known to us.