Translation of "çılgına" in English

0.005 sec.

Examples of using "çılgına" in a sentence and their english translations:

Çılgına dönmüştüm.

I was frantic.

Mary çılgına döndü.

Mary went berserk.

Tom çılgına döndü.

Tom went berserk.

Gerçekten çılgına döndü.

She got really mad.

Sevinçten çılgına döndüm.

I'm beside myself with joy.

O çılgına dönmemeliydi.

He shouldn't have blown a fuse.

Çocuklar çılgına döndüler.

The children went berserk.

Tom çılgına dönerdi.

Tom would go ballistic.

Biraz çılgına döndüm.

I'm a bit freaked out.

Tom tamamen çılgına döndü.

Tom went completely ballistic.

Leyla oldukça çılgına dönmüştü.

Layla was pretty distraught.

Tom'un ailesi tamamen çılgına dönmüştü.

Tom's parents totally freaked out.

Onun korkusu neredeyse onu çılgına çevirdi.

Her anxiety almost drove her wild.

Mary kolaylıkla sinirlenir ve çılgına döner.

- Mary's very short-tempered, and often throws a wobbly.
- Mary is easily irritated, and often flips her lid.

Tom çılgına dönmüştü ama Mary dönmemişti.

Tom was frantic, but Mary wasn't.

Babamın ani ölüm haberini duyunca çılgına dönmüştüm.

I was beside myself when I heard the news of my father's sudden death.

O bir gol atınca kalabalık çılgına döndü.

The crowd went crazy when he got a goal.

- Ben gerçekten çok kızdım.
- Gerçekten çılgına dönmüştüm.

I got really mad.

Kulaklarındaki devamlı tiz çınlama Tom'u çılgına çeviriyor.

The constant, high-pitched ringing in Tom's ears is driving him crazy.

- Söylediğin şey Tom'u çılgına çevirdi.
- Söylediklerin Tom'u çok kızdırdı.

What you said made Tom mad.