Translation of "Sevdiği" in Dutch

Amerikalıların pizzayı sevdiği doğrudur.

Het is waar dat Amerikanen van pizza houden.

Onun onu sevdiği söylenilmektedir.

Men zegt dat zij verliefd is op hem.

Kızımın regi sevdiği ortaya çıktı,

Het bleek dat mijn meisje van reggae hield

Tom'un en sevdiği film Dumbo'dur.

Toms favoriete film is Dumbo.

Tom'un en sevdiği renk mavidir.

Toms favoriete kleur is blauw.

Melanie en sevdiği kitabı okuyor.

Melanie is haar geliefkoosde boek aan het lezen.

Onun en sevdiği grup Warpaint'tir.

Haar favoriete band is Warpaint.

Tom'un en sevdiği yemek spagetti.

Toms lievelingseten is spaghetti.

Tom'un en sevdiği yemek lazanya.

- Toms favoriete gerecht is lasagne.
- Toms lievelingsgerecht is lasagne.

İstanbul, onun en çok sevdiği şehirdir.

Istanboel is de stad die zij het leukste vindt.

Bu onun en sevdiği İtalyanca kelime.

Het is zijn favoriete Italiaanse woord.

İp atlamak, kızımın en sevdiği şeydir.

Mijn dochter is gek op touwtjespringen.

Oleg, biri onu sevdiği için mutlu.

Oleg is blij dat iemand van hem houdt.

Tom, Mozart'ın en sevdiği besteci olduğunu söyledi.

Tom zei dat Mozart zijn favoriete componist was.

Tom, Mozart'ın en sevdiği bestecilerden biri olduğunu söyledi.

Tom zei dat Mozart een van zijn favoriete componisten is.

- Onun en sevdiği renk nedir?
- Onun favori rengi nedir?

Wat is haar favoriete kleur?

Eugenia yüzü temizlemek ve cildi korumak için en sevdiği yağları bizimle paylaştı.

Eugenia heeft met ons haar favoriete oliën gedeeld om het gezicht te reinigen en de huid te beschermen.

- "Tanrıların sevdikleri genç ölür", denirmiş eskiden.
- "Tanrıların sevdiği insan genç ölür", demiş eskiler.

"Wie de goden liefhebben, die sterft jong," werd in vroeger dagen gezegd.

Neredeyse her gün alkolsüz bira içiyor çünkü bira onun en sevdiği içecek fakat her gün alkol içmek istemiyor.

Ze drinkt bijna elke dag alcoholvrij bier, omdat bier haar favoriete drankje is, maar ze wil niet elke dag alcohol drinken.

- Onun favori beyzbol takımı Devler'dir, fakat o Aslanlar'ı da seviyor.
- Onun en sevdiği beyzbol takımı Giants'tir ama o, Lions'ı da sever.

Zijn favoriete honkbalteam is de Giants, maar hij houdt ook van de Lions.