Translation of "Kara" in Dutch

0.018 sec.

Examples of using "Kara" in a sentence and their dutch translations:

Yağmur kara dönüştü.

De regen ging over in sneeuw.

- Kara haber tez yayılır.
- Kara haber tez duyulur.

Slecht nieuws doet de snelle ronde.

Kara benziyor değil mi?

Het lijkt op sneeuw, is het niet?

O bir kara delik.

Het is een zwart gat.

Tom kara büyü uyguluyor.

Tom beoefent zwarte magie.

Yere kara yoluyla ulaşılamaz.

De plaats is niet over land bereikbaar.

Kara kedileri sever misin?

- Houdt ge van zwarte katten?
- Hou je van zwarte katten?

Fil en büyük kara hayvanıdır.

De olifant is het grootste landdier.

Senin kara bir gözün var.

Je hebt een blauw oog.

Kara gün için para biriktirmeliyiz.

We zouden een appeltje tegen de dorst moeten bewaren.

Kurbağayı kara kurbağasından ayırt edemem.

- Ik kan een kikker en een pad niet uit elkaar houden.
- Ik kan een kikker niet van een pad onderscheiden.

Şu kara bulutlar yağmurun habercisi.

Die donkere wolken voorspellen regen.

- Koyu bulutlar yağmura işaret eder.
- Kara bulutlar yağmurun belirtisidir.
- Kara bulutlar yağmur habercisidir.

Donkere wolken voorspellen regen.

Yukarıdaki helikopterin görebileceği şekilde kara yazabilirim.

Ik kan 't in de sneeuw aanbrengen, zichtbaar vanuit 'n helikopter.

Kara geceler işlerini biraz daha kolaylaştıracaktır.

Duistere nachten kunnen de zaken vergemakkelijken.

Babam kara yolları idaresinde çalışmaya başlamış.

Mijn vader werkte voor een wegenbedrijf.

Peki kara böcekli suşisi olan restoran?

En het restaurant met de kakkerlaksushi?

Galaksimizin merkezinde bir kara delik var.

Er is een zwart gat in het centrum van onze Melkweg.

Kara Orman pastası doğal bir afrodizyaktır.

De Schwarzwalder kersentaart is een natuurlijk afrodisiacum.

Kara Orman keki doğal bir afrodizyaktır.

De Schwarzwalder kersentaart is een natuurlijk afrodisiacum.

- Onun gözleri karadır.
- Onun gözleri kara.

Haar ogen zijn donker.

Kara kedilerin kötü şans getirdiklerine inanmıyorum.

- Ik geloof niet dat zwarte katten pech brengen.
- Ik geloof niet dat zwarte katten ongeluk brengen.

Tom bir kara mayını tarafından öldürüldü.

Tom werd gedood door een landmijn.

Odamda büyük bir kara dul örümceği var!

Er zit een enorme zwarte weduwe in mijn kamer!

Galaksimizin merkezinde kütleli bir kara delik var.

Er is een gigantisch zwart gat in het midden van ons sterrenstelsel.

Bir kurbağayı bir kara kurbağasından ayırt edemiyorum.

- Ik kan een kikker en een pad niet uit elkaar houden.
- Ik kan een kikker niet van een pad onderscheiden.

- Tencere dibin kara, seninki benden kara.
- Dinime söven bari Müslüman olsa.
- Dinime küfreden bari Müslüman olsa.

- De pot verwijt de ketel dat hij zwart ziet.
- De pot verwijt de ketel.

- Benim yüzümü kara çıkarma.
- Beni hayal kırıklığına uğratma.

- Stel me niet teleur!
- Stel me niet teleur.
- Ontgoochel me niet.

Birkaç gün önce yaptığın gibi yüzümü kara çıkarma.

Laat me niet in de steek zoals de vorige keer.

- Kara kedileri sever misin?
- Siyah kedileri sever misin?

- Houdt ge van zwarte katten?
- Hou je van zwarte katten?

Teknoloji, birer kara kutu olan zihinlerimize yeni pencereler açtı.

Technologie heeft nieuwe vensters geopend in de zwarte doos van onze geest.

Daha yoğun olan kara ulaşmak için biraz kazmama rağmen,

Zelfs als ik een beetje dieper graaf... ...in de hoop dichtere sneeuw te vinden...

Toprak, sadece kara parçasının yüzeyini kaplayan ince bir örtü

Grond is de dunne sluier die het aardoppervlak bedekt,

Kara ve buza karşı çekiyor ve bu da beni tutacaktır.

...drukt het tegen al deze sneeuw en dit ijs en het houdt me.

Dişi aslan, Yeni Ay'ın kara gecelerinin getirdiği avantajı yakında kaybedecek.

Al gauw zal de leeuwin haar profijt van de donkere nachten verliezen.

Dünya'nın en büyük kara memelisi şehrin tam göbeğinden geçip gidiyor.

's Werelds grootste zoogdier loopt zo door het centrum.

Yağmur ormanlarında diğer kara parçalarına oranla daha fazla yeni türe rastlanmaktadır.

Er worden meer nieuwe diersoorten ontdekt in jungles dan waar dan ook op het land.

Bu kara ayılar, kış uykusuna yatmadan hemen önce kendilerini şehre atıyor.

Vlak voor ze in winterslaap gaan, gaan deze zwarte beren de stad in.

Karbon ayrılması olarak bildiğimiz bir işlem ile kara parçaları ve denizler

opgenomen wordt door het land en de zee

- Kimin konuştuğuna bak.
- Tencere dibin kara, seninki benden kara.
- Konuşana bak hele.
- Diyene de bakın.
- Dinime söven bari Müslüman olsa.
- Dinime küfreden bari Müslüman olsa.

Kijk eens wie dat zegt.

Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.

Als de maan afneemt... ...moet ze zich behelpen in de donkere nachten.

Vampir yarasalar en çok en kara gecelerde harekete geçer. Karanlıkta kan peşindedirler.

Vampiervleermuizen zijn het actiefst in de donkerste nachten... ...en zoeken bloed in de duisternis.

- Gerçek dost kara günde belli olur.
- İhtiyacın olduğunda yanında olan dost gerçek dosttur.

In nood leert men zijn vrienden kennen.