Translation of "Kırk" in Dutch

0.046 sec.

Examples of using "Kırk" in a sentence and their dutch translations:

Kırk yaşındayım.

Ik ben veertig.

Kırk Meyve Ağacı için kırk sayısını seçtim

Ik koos het getal veertig voor de Tree of 40 Fruit

Kırk kişi katıldı.

Veertig mensen kwamen.

Kırk yıl geçti.

Veertig jaar zijn voorbij.

O, kırk yaşında.

Ze is veertig jaar oud.

Kırk kişi mevcuttu.

Veertig mensen waren aanwezig.

O yaklaşık kırk olmalı.

Hij moet ongeveer veertig zijn.

Ben kırk beş yaşındayım.

Ik ben vijfenveertig jaar oud.

Başkente kırk kilometre uzaklıktayız.

We zijn veertig kilometer van de hoofdstad verwijderd.

Sanırım o kırk yaşında.

Ik denk dat ze 40 jaar is.

Ben kılı kırk yaranım.

- Ik ben kieskeurig.
- Ik ben pietluttig.

Sınıfımızda kırk öğrenci vardır.

Er zitten veertig leerlingen in onze klas.

Kırk yılda bir çalışırım.

Ik studeer zelden.

- Sanırım o, kırk yaşında.
- Sanırım o kırk yaşında.
- Bence 40 yaşında.

- Ik denk dat ze 40 jaar is.
- Ik denk dat ze veertig jaar is.

Yedi gün için kırk dolar.

Veertig dollar voor zeven dagen.

Bu sınıfta kırk öğrenci var.

Er zitten veertig leerlingen in deze klas.

Sınıfında kırk civarında öğrenci var.

Er zitten ongeveer veertig studenten in haar klas.

Bu sınıf kırk öğrenciden oluşur.

In die klas zijn er veertig leerlingen.

O, kırk sekiz kale yaptı.

Hij heeft achtenveertig forten gebouwd.

- O yaklaşık kırk olmalı.
- O, yaklaşık kırk olmalı.
- O 40 civarında olmalı.

Hij moet ongeveer veertig zijn.

Babam mayıs ayında kırk beş olacak.

Mijn vader wordt vijfenveertig in mei.

Neredeyse kırk yaşındayım ve hâlâ bekârım.

Ik ben bijna 40 en ik ben nog steeds vrijgezel.

İki kere kırk beş doksan yapar.

Vijfenveertig keer twee is negentig.

Burada kırk kişi için yeterli yer yok.

Er is hier niet genoeg ruimte voor veertig mensen.

Onlar kırk yıldan fazla bir süre savaşmadı.

Ze hadden meer dan veertig jaar niet gevochten.

Ben kırk yılda bir kez kiliseye giderim.

Ik ga zelden naar de kerk.

Ben kırk yılda bir kez restorana giderim.

Ik ga zelden naar een restaurant.

Kral kırk yıl boyunca halkı üzerinde hüküm sürdü.

De koning regeerde veertig jaar over zijn volk.

O kılı kırk yaran bir kimse gibi görünüyor.

Hij schijnt een haarklover te zijn.

On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.

Tien, twintig, dertig, veertig, vijftig, zestig, zeventig, tachtig, negentig, honderd.

- Lafı ağzında geveleme.
- Bin dereden su getirme.
- Kırk dereden su getirme.

Draai niet rond de pot.

Bu okulda kırk bir öğretmen ve yaklaşık sekiz yüz öğrenci var.

Er zijn eenenveertig docenten en ongeveer achthonderd leerlingen op deze school.

- Ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne.
- Hep aynı davulu çalar.

Hij slaat altijd op hetzelfde aambeeld.

Anime yönetmeni Satoshi Kon, kırk yedinci doğum gününden kısa süre önce 24 Ağustos 2010 tarihinde pankreas kanserinden öldü.

De Japanse animeregisseur Satoshi Kon stierf aan alvleesklierkanker op 24 augustus 2010, kort voor zijn 47e verjaardag.