Translation of "Gümüş" in Dutch

Gümüş paralar...

Zilveren munten…

Bu gümüş değil.

Dit is geen zilver.

Gümüş masanın üstünde.

Het zilver ligt op de tafel.

Onlar gümüş madalya kazandı.

Ze wonnen de zilveren medaille.

Ben gümüş takılarımı takıyorum.

Ik draag mijn zilveren sieraden.

O gümüş madalya kazandı.

Ze won een zilveren medaille.

Birkaç gümüş param var.

Ik heb verscheidene zilveren munten.

Bu gerçek gümüş mü?

Is dit echt zilver?

Gümüş tilkiler nasıl hissederler?

Hoe voelen de zilvervossen zich?

Bu bir gümüş sikkedir.

Dit is een zilveren munt.

Mary gümüş yüzük takıyor.

Mary draagt een zilveren ring.

Ama bize gümüş paralar verdiler.

Maar ze gaven ons zilveren munten.

O gümüş bir madalya kazandı.

Hij won een zilveren medaille.

Tom'un saçı tüm gümüş rengi.

Toms haar is helemaal zilverkleurig.

Gümüş toplar kırmızı topun etrafında.

De zilveren bollen liggen rondom de rode bol.

Laboratuvar önlüğündeki leke gümüş nitrat yüzünden.

De vlek op de labjas is te wijten aan zilvernitraat.

Gümüş altından daha ucuza mal olur.

Zilver kost minder dan goud.

Bakır ve gümüş her ikisi de metaldir.

Koper en zilver zijn beide metalen.

Evlerin üzerinde asılı duran gümüş bir disk görmüştük.

We zagen een glad zilveren schijfje over de huizen zweven.

- Sihirli bir değnek yok.
- Hiç gümüş mermi yok.

Er is geen zilveren kogel.

O kasabanın gümüşçülerinin aşırı yoksulluk nedeniyle gümüş yedikleri söylenilmektedir.

Er wordt gezegd dat de zilversmeden uit die buurt zilver aten omwille van de extreme armoede.

En faydalı olan nedir: gümüş mü yoksa demir mi? - Demir gümüşten daha faydalıdır.

Wat is het nuttigst: zilver of ijzer? - IJzer is nuttiger dan zilver.