Translation of "Düşük" in Dutch

0.014 sec.

Examples of using "Düşük" in a sentence and their dutch translations:

Lastiğin havası düşük.

De autoband heeft te weinig lucht.

- Süt düşük sıcaklıkta muhafaza edilmelidir.
- Süt düşük sıcaklıkta saklanmalıdır.

Melk moet men bewaren bij relatief lage temperatuur.

Düşük kaliteli uyku olabilir.

en niet dat lange slapen zelf.

Tehlike son derece düşük.

Het gevaar is minimaal.

Tom'un düşük tansiyonu var.

Tom heeft lage bloeddruk.

Daha ulaşılabilir ve düşük maliyetli.

gemakkelijker beschikbaar en goedkoper is.

Düşük ışıkta çekim yapan kameralarsa...

Maar een lichtgevoelige camera...

O hep düşük maaşından yakınıyor.

Hij klaagt altijd over zijn lage salaris.

Süt nispeten düşük ısıda tutulmalıdır.

Melk moet men bewaren bij relatief lage temperatuur.

Hollanda'da en düşük maaş nedir?

Wat is het minimumloon in Nederland?

Geçen yıl bir düşük yaptım.

Ik had een miskraam vorig jaar.

Ama düşük ışıkta görmeye ayarlı kameralar...

Maar speciale, lichtgevoelige camera's...

Memeliler arasındaki en düşük sindirim oranına sahipler.

Ze hebben de traagste spijsvertering van alle zoogdieren.

Ayrıca yaprakların ısı verme değeri çok düşük,

En blaadjes hebben natuurlijk een lage calorische waarde,

Fiyat düşük ama kalitesi çok iyi değil.

De prijs is laag, maar de kwaliteit is niet heel goed.

Norveç'in çok düşük bir nüfus yoğunluğu var.

Noorwegen heeft een zeer lage bevolkingsdichtheid.

Daha düşük fiyatları olan bir mağazaya gidelim.

Laat ons naar een winkel met lagere prijzen gaan.

Düşük fiyattan satın al Yüksek fiyattan sat.

Koop laag en verkoop hoog.

Tom düşük-yağlı, yüksek-proteinli diyet yapıyor.

Tom volgt een vetarm, eiwitrijk dieet.

Bunlar şimdiye kadar gördüğüm en düşük fiyatlar.

Dit zijn de laagste prijzen die ik ooit heb gezien.

Düşük ışığa duyarlı kameralar Mumbai sokaklarında kol gezen...

Lichtgevoelige camera's onthullen krachtige roofdieren...

Ancak gripte ölüm oranı daha da düşük: %0.1.

De dodelijkeheidsgraad van de gewone griep ligt op 0,1%.

Biz düşük sesle konuştuk bu yüzden bebeği uyandırmadık.

Wij praatten zachtjes zodat de baby niet wakker zou worden.

Ben, bu elbiseyi düşük bir fiyata satın aldım.

Ik heb deze jurk voor een lage prijs gekocht.

Ne kadar çok uyursanız, ölüm riskiniz o kadar düşük

Het is niet zo dat hoe meer je slaapt,

Genellikle 20 dönümden az alanlarda işleyen düşük gelirli ülkelerde

Ze produceren 60 tot 80% van het voedsel in de armere landen,

Ressam olarak amacım mümkün olan en düşük miktarı kullanmak.

Mijn doel als artiest is om zo min mogelijk informatie te gebruiken.

Ben size düşük bir fiyatla iyi yemek sunmayı umuyorum.

Ik hoop je te voorzien van goed eten voor een lage prijs.

Düşük kaliteli uykusu olan kişiler daha uzun süre uyumaya çalışırlar,

Mensen die 'niet goed slapen', proberen meestal langer te slapen;

Düşük gelirli ülkelerde 240 milyon kadın gebe kalmak isteyip istemediğine

214 miljoen vrouwen in armere landen

Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.

Spiegelachtige cellen in haar ogen versterken het weinige aanwezige licht.

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.

Een lichtgevoelige camera onthult deze bevroren wereld.

Bu düşük frekanslı ses ağaç örtüsünden sekip duvarların oluşturduğu seti aşıyor.

Dit infrageluid weerkaatst van de bladeren en penetreert de muur van bomen.

Düşük frekanslı gürlemelerle... ...ki bazısı o kadar düşüktür ki insanlar duyamaz...

Door geluiden met lage frequenties... ...sommige niet hoorbaar voor mensen...

Gecenin bir yarısı. Düşük ışığa duyarlı kameralar çarpıcı bir görüntü yakalıyor.

In het holst van de nacht... ...onthullen lichtgevoelige camera's een opmerkelijk schouwspel.

Suchet, birliklerinin yetersiz tedarik edildiğini, disiplinsiz olduğunu ve morallerinin düşük olduğunu gördü.

Suchet merkte dat zijn troepen slecht bevoorraad, slecht gedisciplineerd en een laag moreel hadden.

Ama düşük ışıkta çalışan kameralar farklı bir yaklaşımı olan bir türü ortaya çıkarıyor.

Maar lichtgevoelige camera's onthullen een soort met een andere benadering.

Biz Quebec, Kanada'da bir Fransızca dil okulu için en düşük fiyatı garanti ediyoruz.

We garanderen de laagste prijs voor een Franse taalschool in Quebec, Canada.

Düşük hava basıncı insanların nefes almasını ve yeterli oksijen almasını daha zor hale getirir.

Bij lage druk hebben mensen het moeilijk om genoeg zuurstof in te ademen.

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bir anne kutup ayısı ile iki yavrusunu tespit ediyor.

Een lichtgevoelige camera... ...onthult een moederijsbeer en haar twee welpjes...

- Japon tatlıları, Batı tatlılarından kalori olarak daha düşüktür.
- Japon tatlıları, Batı tatlılarından daha düşük kalorilidir.

- Japans snoep heeft minder calorieën dan westers snoep.
- Japanse snoep heeft minder calorieën dan westerse snoep.