Translation of "Başa" in Dutch

0.006 sec.

Examples of using "Başa" in a sentence and their dutch translations:

Baskı ile başa çıkamayacaksın.

U zou de druk niet aankunnen.

Baskıyla başa çıkabilecekler mi?

Kunnen zij de druk aan?

Meşguliyetinizle daha az başa çıkabilmeniz.

zijn we gewoonweg minder goed in staat om de drukte te hanteren.

Zihnim tüm bunlarla başa çıkamıyordu.

Mijn geest kon dat niet aan.

Onunla nasıl başa çıkacağımı biliyorum.

Ik weet hoe ik ermee om moet gaan.

Öğretmen, öğrencilerle iyi başa çıkıyor.

De leraar kan goed met zijn leerlingen omgaan.

Başa çıkamayacağımız kadar çok örümcekle karşılaşabiliriz.

...vinden we mogelijk meer spinnen dan we aankunnen.

Seninle baş başa konuşmayı tercih ederim.

Ik zou je liever even in privé willen spreken.

Tom çocuklarla nasıl başa çıkılacağını bilmiyor.

Tom weet niet hoe hij met kinderen om moet gaan.

İkinci başa çıkma stratejisi ise kendinizi affetmek

De tweede copingstrategie is om jezelf te vergeven

- Onunla nasıl ilgileniyorsun?
- Onunla nasıl başa çıkıyorsun?

Hoe ga je ermee om?

Nasıl başa çıkacağız? Doğayla daha uyumlu olabilir miyiz?

hoe gaan we hier mee om, kunnen we iets meegaander zijn?

Tom oğlunun intiharı ile başa çıkmada sorun yaşıyor.

Tom heeft het moeilijk om de zelfmoord van zijn zoon te verwerken.

Öyleyse, sizi bu tek soruyla baş başa bırakacağım.

Tot slot heb ik een vraag voor jullie --

Bu kurtla başa çıkabileceğinizi düşünüyorsanız "Yeniden Dene"yi seçin.

Kun je om deze wolf heen, kies dan 'Opnieuw proberen'.

Sahip olduğumuz beden ve akılla başa çıkmanın yollarını bulmalıyız.

en zo goed mogelijk om te gaan met het lichaam en de geest die we hebben.

Böyle büyük bir işle başa çıkabilip çıkamayacağım konusunda endişeliyim.

Ik maak me zorgen of ik al dan niet zo’n zware taak aankan.

İyi bir espri anlayışı zor dönemlerle başa çıkmana yardımcı olacaktır.

Een goede dosis humor zal je helpen om zware tijden te doorstaan.

Hayvanları, geceyle başa çıkmak için yeni yöntemler bulmaya itiyor. UYUMAYAN ŞEHİRLER

En hij dwingt dieren om nieuwe manieren te zoeken om 's nachts te gedijen. STEDEN DIE NOOIT SLAPEN

Ve kendimi ait olduğum yerin orası olduğu düşüncesiyle baş başa buldum

En ik dacht: dit is waar ik thuishoor.

Bir sürü yılan yıldızı istilaya geliyor. Ne yapacağından, nasıl başa çıkacağından emin değil gibi.

De grote massa overweldigt haar en ze weet niet wat ze moet doen.