Translation of "Yerel" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Yerel" in a sentence and their arabic translations:

yerel yönetimde,

في الحكومة المحليّة،

Yerel önderlerinize, kanun uygulayıcılarınıza

تحدث للقادة المحليين، تحدث لمنفذي القانون

Onu yerel lunaparka götürdüğü

التي أخذها أمها وأبيها للأرجوحة

Yerel sağlık kuruluşları ile çalışarak

بالعمل مع منظمات الصحة المحلية،

Yerel üniversitelerle iş birlikleri yaptık

كوّنا شراكةً مع الجامعة المحلية،

Sami yerel donanım mağazasını işletiyordu.

كان سامي مسيّرا لمحلّ الأدوات الحديديّة المحلّي.

Ucuz otellerde kalarak, yerel ulaşımı kullanarak.

وأقمنا في فنادق رخيصة، واستخدمنا وسائل نقل محلية.

Sürdürülebilir ürünlerden yararlanmak için yerel pazarlara

نحن بحاجة إلى الشبكة الهائلة من الاتصالات غير المحدودة،

Yerel Amerikan hapishanelerindeki kişilerin %75'i

75 في المائة من الأشخاص في السجون المحلية الأمريكية

Ve yerel bir ilkokulda müdürlüğe yükseldi.

وترقى ليصبح مديرًا لمدرسة ابتدائية محلية.

Ay'daki problem şu, yerel malzeme ne?

المشكلة بالنسبة للقمر هي: ما هي المواد المحلية؟

Yerel mağazalar turistlerle iyi iş yapar.

المتاجر المحلية تقوم بمتاجرة جيدة مع السياح .

Yerel hareket edebilmek için muazzam fedakârlıklar yaptık

لقد قدمنا تضحيات هائلة للعمل محليا..

Ve yerel ürünleri internet üzerinden satmaya başladı.

وبدأ ببيع منتجاته المصنّعة محليًّا على الإنترنت.

Yerel halk görünen o ki ortalıkta yok.

ويبدو أن السكان المحليين قد اختفوا

yerel mimariyi inceliyorsun, daha önceki örneklere bakıyorsun.

تتأمل الهندسة المعمارية المحلية، والخبرات السابقة بها.

Küçük yerel çiftlikler endüstriyel boyutta işletmelere dönüştü.

تحولت المزارع المحلية الصغيرة إلى مؤسسات تجارية كبيرة.

Leyla hava yoluyla yerel bir hastaneye kaldırıldı.

- تمّ نقل ليلى جوّا إلى مستشفى محلّي.
- نُقِلت ليلى جوّا إلى مستشفى محلّي.

özellikle yerel seçimlerde, bütün umutlarım o zaman kırıldı.

الانتخابات المحلية، تم كسر كل آمالي حينها.

Böylelikle, Médicos por la Salud gibi yerel kuruluşlara,

إنها تعطي المنظمات المحلية مثل Médicos por la Salud

Turistler seyahat ederken yerel kültürlere uymaya dikkat etmeliler.

يجب على السياح ان ياخذو بالحسبان احترام الثقافات المحلية عندما يسافرون .

Bunu yerel, eyalet ve ulusal yasama sistemimize dahil etmeliyiz

نحتاجه في مناطقنا المحلية، في الولايات المختلفة، وفي نظامنا التشريعي

Bu belirli bir yerel yerin liderliği ve geleneksel bilgisini

هذا يعني بالضرورة أننا يجب أن نتعلم اتباع

Onları yerel olarak tedarik ettim ve bir ağaca aşıladım

ثم أحصل على عينات محلية من هذه الأصناف وأقوم بتطعيمها للشجرة

Ve o seçim mümkün olduğu kadar yerel düzeyde uygulanmalı.

وأنه يتعين تجربة ذلك الخيار قدر المستطاع على المستوى المحلي.

Bunlar yerel topluluklardan gelen, çoğu daha önce bizzat hapsedilmiş,

وهؤلاء مدافعون شغوفون ومخلصون من المجتمعات المحلية،

1029'da, yerel sazlarla desteklenen Danimarkalılar, Olaf'ı sürgüne sürdü.

في عام 1029 ، دفع الدنماركيون ، بدعم من الجارل المحليين ، أولاف إلى المنفى.

Ama bacanın önemini kavrayan yerel halk bacayı devre dışı bırakmış.

‫لكن بعد فهمهم أهميته،‬ ‫أوقف السكان المحليون عمل المدخنة.‬

Bu yüzden, Marie Curie ile yerel bilim müzesinden ilham alarak

بإلهام من ماري كوري ومتحف العلوم المحلي،

1791'de Davout yerel bir gönüllü taburuna katıldı ve komutan yardımcısı seçildi.

في عام 1791 انضم دافوت إلى كتيبة متطوعين محليين ، وانتخب نائباً لقائدها.

yerel bir holding şirketi kurulana kadar projeyi erken aşamalarında finanse edeceğini söyledi

المشروع في مراحله الاولى الى ان يتم تأسيس شركةٍ محليةٍ قابضة.

1792'de yerel gönüllü taburuna katılmak için boyacı çırağı olarak görevinden ayrılan Gaskonya'dan bir çiftçinin oğluydu.

استقال من وظيفته كمتدرب في الصباغ للانضمام إلى كتيبة المتطوعين المحلية في عام 1792. نشيطًا

Erişmek için yerel internet kısıtlamalarını aşmanıza olanak tanır ve ek şifreleme, genel Wifi'ı endişesiz hale getirir.

المواقع المفضلة التشفير الإضافي يجعل شبكات الواي فاي العامة خالية من القلق.

Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.

متلازمة باريس هي نوع من الصدمة الحضارية. إنه مصطلح نفسي يوصف به الأجانب الذين يبدأون العيش في باريس، مجذوبين إلى صورة المدينة بوصفها مركزًا للموضة، ثم لا يستطيعون الاندماج جيدا مع التقاليد والثقافة المحليين، فيفقدون توازنهم العقلي وتظهر عليهم أعراض قريبة من الاكتئاب.