Translation of "Sonucu" in Arabic

0.011 sec.

Examples of using "Sonucu" in a sentence and their arabic translations:

Kısmen bunun sonucu olarak

لذا كعائد جزئي لهذا

Bunun üç sonucu olacak.

ستحصل على ثلاث نتائج.

Biraz da bunun sonucu olarak

لذا كعائد جزئي لهذا

Mars'a kuyruklu yıldızın çarpması sonucu

نتيجة لضرب المذنب المريخ

Bizler karmaşık kimyasal reaksiyonların sonucu hayattayız.

نحن أحياء بسبب ردود فعل كيميائية معقدة.

Şimdi iyi bir yönetişim sonucu olarak --

الان كنتيجة للحكم الرشيد

Biraz da bu öfkenin sonucu olarak

كعائد جزئي لهذا الغضب

Mahkemesinin sonucu hiçbir zaman şüphe uyandırmadı.

نتيجة محاكمته موضع شك.

Hannibal sonucu belirsiz muharebeye katılmayarak akıllılığını gösteriyor.

برهن حنبعل على دهاءه بعدم رغبته في دخول معركة مجهولة المصير

Eğer kristal küreniz olmuş olsaydı ve sonucu öngörebilseydiniz

ولو كنتم تملكون الكرة البلورية وكنتم تستطيعون التنبؤ بالنتيجة،

İlerleme, bik fikrin yön verdiği insan çabalarının sonucu,

هو ناتج المجهودات البشرية تحكمها فكرة

İşkence sonucu, Kartaca denizcileri Sicilya'ya saldırı planını anlattılar.

تحت التعذيب، كشف البحارة عن تفاصيل حول الخطة القرطاجية لمهاجمة صقلية.

Tamamen tesadüfler sonucu keşfettiğimiz bir durum var ortada

هناك موقف اكتشفناه بالصدفة.

Yapılan testler sonucu ise 12.000 yıllık olduğu anlaşıldı

نتيجة للاختبارات ، كان من المفهوم أنه كان عمره 12000 سنة.

Korona virüsü yüzünden üretilemeyen buğday sonucu un olmayacak

لن يكون هناك دقيق نتيجة للقمح الذي لا يمكن إنتاجه بسبب فيروس الاكليل.

Küresel ısınmanın insan eylemlerinin sonucu olduğunu düşünüyor musunuz?

هل تعتقد أن الاحترار العالمي هو نتيجة لعمل البشر؟

Veya gayet iyi bir sonucu kabullenmeye razı olmayı değil.

أو تقبّل فكرة الاكتفاء بحلّ لا بأس به.

Iki levhanın birbirini ittirmesi veya birinin diğerini ittirmesi sonucu

نتيجة لوجود لوحين يدفعان بعضهما البعض أو يدفع أحدهما الآخر

çıkardıkları bir sesin geri yansıması sonucu yön tayinlerini yaparlar

يقومون بتحديد الاتجاه نتيجة انعكاس الصوت الذي يصدرونه.

Ve taşınan oksijen yetersizliği sonucu ciddi organ hasarı meydana geliyor.

مما يتسبب بضرر بالغ للعضو جراء نقص بنقل الأوكسجين.

Kişinin çocukluğunda yaşadığı travmalar veya istismarlar sonucu problemler ortaya çıkar

تنشأ المشاكل نتيجة الصدمات أو سوء المعاملة التي يعاني منها الطفل

Mesela cadı bir doktor veya tabu bir meyve yemenin sonucu olarak.

بسبب ساحرة أو نتيجة لأكلهم فاكهة محرمة.

Evet, bir yıldırım çarpması sonucu can kaybı riski de %97 daha az.

نعم, نحن أقل احتمالا بنسبة 97% أن نقتل با سبب البرق.

- Bir artı iki üç eder.
- Bir ile ikiyi toplarsanız sonucu üç olur.

واحد زائد اثنان يساوي ثلاثة.

. Arı sayısının her geçen gün azalması ve iklim değişikliklerinin bir sonucu olarak nesli tükenme

القريب. بالتزامن مع انخفاض اعداد النحل يومياً ومواجهته خطر