Translation of "Sağlam" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Sağlam" in a sentence and their arabic translations:

Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.

العقل السليم في الجسم السليم.

Sağlam bir bahanesi

عذر قوي

Tarker Sağlam demişki

قال Tarker Sağlam

Eğer ki yapılarımız sağlam değilse

إذا لم تكن هياكلنا قوية

Bu sandalyeyi al. O sağlam.

خذ هذا الكرسي فهو صلب.

Bu merdiven yeterince sağlam mı?

هذا السلّم (الدَّرج) متين للغاية.

Ve yeterince sağlam olup olmadığını bilmiyorum.

‫وإن كان ثابتاً وقوياً بدرجة كافية.‬

Binamız sağlam bütün güvenlik önlemlerini almışız

اتخذ بنايتنا جميع الاحتياطات الأمنية

Sağlam eşyaların yanında kendimizi güvene almalıyız

نحن بحاجة إلى تأمين أنفسنا إلى جانب العناصر القوية

Sağlam çıkmak için bunları mutlaka yapmalıyız

علينا القيام بهذه الأشياء لكي نبقى أقوياء

Bizde aile yapısı daha sağlam olduğu için

لأن هيكل الأسرة أقوى فينا

Meslek seçmek için sağlam bir temel değil.

ليست قاعدة أساسية لاختيار وظيفة.

Cesetlerin daha sağlam kalabilmesi için pramitte kuartz kullanmışlar

استخدموا هرم الكوارتز من أجل الحفاظ على أجسام أكثر قوة

Yedi hafta sonra, o dilde sağlam bir diyalog kurabiliyordum

بعد سبعة أسابيع، كنت قادراً على إجراء محادثة مفهومة بتلك اللغة،

Böyle bir şeyden sağlam kar ve buz blokları... ...yapamam!

‫لا أستطيع عمل كتل جليدية صلبة من...‬ ‫هذا!‬

Ciddi kayıplar almalarına rağmen Memlük komutanı hattını sağlam tutmayı başardı

على الرغم من تكبده خسائر كبيرة، حافظ قائد المماليك على استقرار خطه عندما كان يدور حول

Fizikçilerin bunun ne olabileceğine dair bir sürü sağlam fikri var,

يملك الفيزيائيون العديد من الأفكار حول ما يمكنها أن تكون.

öyle sağlam bir yol yaptım ki küçük araçlar bile güvenle geçebilir.

بنيت طريقًا قويًا جدًا لدرجة أن المركبات الصغيرة يمكنها عبوره بأمان.

Süvari ve Velitelerin arkasında ağır yol alıyorlar ancak sağlam bir ilerleyiş gösteriyorlar.

إنهم يتخلفون عن سلاح الفرسان وعن الفيليتز، لكنهم يحرزون تقدماً معتدلا

Lannes hiçbir zaman bir iyiliği unutmadı - o ve Victor sağlam arkadaşlar kaldı.

لم ينس لانز معروفًا أبدًا - فقد ظل هو وفيكتور صديقين قويين.

Zor olan kısmı, çok fazla çıkıntı olması. Kayaların da ne kadar sağlam olduğunu bilmiyorum.

‫الصعوبة في أن الكثير من هذه الصخور معلّقة.‬ ‫لست واثقاً من متانة الصخرة.‬